Haniye’nin Ardından
“Bizim uğrumuzda gayret gösterip mücahede edenlere elbette muvaffakiyet yollarımızı gösteririz…” (Ankebut 69)
Yıllarca Filistin davası için mücadele veren İsmail Haniye, Tahran’da, suikast sonucu şehit oldu.
Haniye, davası uğruna hapis yatan, bu yolda tüm ailesini feda eden ve konfor bataklığına asla düşmemiş bir şahsiyet.
Filistin’in haklı davası elbette sürecek. Önemli olan bizim nerede, kimlerle, hangi yolda birlikte yürüdüğümüzdür.
Haniye’nin, bundan sonra yazılacak iyilikleri dışında, defteri kapandı. Milyonların şahitliğinde başarılı bir imtihan verdi.
Bizler için ise ulaşılması zor yükseklikte bir çıta bıraktı. Hani Hz. Ebubekir’in, vefatından sonra, sonraki halifeye iletilmesini istediği sandıktan, maaşında harcamadıklarını iade ettiğini görünce, Hz. Ömer’in, “Arkada kalanlara yaşanması ne kadar güç bir hayat bırakıp gittin” sözü gibi…
Saldırının hedefi, tüm bölgenin ateş altına alınmasıdır. Dahası 3. Dünya Savaşı’nın başlatılması… Belki de çoktan başladı da henüz ilan edilmedi.
Batı dünyası bunun hazırlıklarını uzun zamandır yapıyor. Sığınaklarını hazırlıyor, gıda depolarını ağzına kadar dolduruyor ve bölgemize silah yığınağı yapıyor.
İslam dünyası ise bazı istisnalar dışında bunun hiç farkında olmadı… ya da görmezden geldi…
“Arap liderlere söylüyorum,” diyerek doğrudan, açıkça ve pervasızca, “Eğer çıkarlarınızı korumak istiyorsanız, tek bir şey yapmak zorundasınız: Sessiz kalın” tehdidinde bulunan Netanyahu’ya hangi muhatabından tepki geldi?
Artık gri tonlar yok… Saflar giderek netleşiyor.
Zor günler bizleri bekliyor… Bir numaralı hedefin Türkiye olduğu açık. Çünkü en net duruşa sahip, en güçlü liderliği sergileyen ve her şeye rağmen Anadolu irfanını koruyan ülkemiz onları çok fazla rahatsız ediyor…
Bulunduğumuz coğrafya kaynayan bir kazan gibi. Tam ortasında yer aldığımız birkaç saatlik uçuş menzili, enerjinin, lojistiğin, ticaretin, gıdanın ve krizlerin çoğunun devam ettiği en sıcak bölge.
Ve sadece İslam dünyasının değil, tüm mazlum milletlerin gözünün üzerimizde olduğu bir döneme girdik.
Her birimizin bulunduğu mevzii güçlendirmesi zamanı geldi de geçiyor bile... Maddi ve manevi olarak güçlenmeli ve her türlü gelişmeye hazır olmalı…
En önemlisi de ülke içinde birlik ve beraberliği yeniden tesis etmek ve bunu bozabilecek her söz ve davranıştan kaçınmak gerekiyor.
Uyanık olmak, diğergâm olmak, şikayet etmekten öte ne yapılması gerekiyorsa ona kafa yormak, reaktif değil proaktif olmak ve en önemlisi de birlik ve beraberliği sağlamak gerekiyor.
Evet, hepimizin arayıp da asla bulamadığı dünya konforunu hiç yaşamamış bir şahsiyet olarak Haniye’nin geride bıraktığı çizgi iyi anlaşılmalı ve ona göre silkelenmeli…
“Suyla abdest almadık, bak kanla aldırıyorlar” — Ayçin Kantoğlu
Aykut GÜL
Gazze hakkında yayınlanan önceki yazılarım:
Bayram, Gazze ve Tedebbür — Aykut Gül
Gazze Sadece Sayılardan mı İbaret? | by Aykut Gül — Medium
Asıl Tehlike Şimdi Başlıyor — Aykut Gül
Yeni Yüzler, Yeni Kazanımlar — Aykut Gül — Medium
Filistin-İsrail savaşı gıda güvencesini tehdit ediyor | Dünya Gazetesi
Gazze’de yaşananlar gıda stratejimizi yeniden gözden … | Dünya Gazetesi
