BM’in en iyi yaptığı şey, her gün Gazze ile ilgili istatistikler yayınlamak.
BM artık bir istatistik kurumu…
Başka hiç bir yaptırım gücü yok…
Aslında hep öyle değil miydi?
Bu konuda basit bir Google sorgulamasının ilk arama sonuçları:
- BM: Gazze’de yerlerinden edilen kişi sayısı 1,5 milyonu aştı (VOA Türkçe)
- BM: Gazze’nin yeniden inşaası için on milyarlarca dolar gerekecek (Dünya Gazetesi)
- BM: Gazze’de ölen BM personeli sayısı 104'e çıktı (TRT Haber)
- BM: Yerinden edilenlerin sayısı 110 milyona ulaşırken Türkiye’deki sığınmacılar yüzde 5 azaldı (Euronews)
- BM: Gazze’de öldürülenlerin yüzde 70'i kadın ve çocuk (Ege Postası)
193 ülkenin üyesi olduğu Birleşmiş Milletlerin Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Refah Sınır Kapısı’ndan alınmaması, istatistiksel veri toplama misyonunu (!) bile sorgulatır hale getirmiştir. İsrail’in bu pervasızlığı karşısında BM’in tüm imajı yerle bir olmuştur.
Srebrenitsa Soykırımı’nda da aynı şeyler yazıldı, söylendi. Srebrenitsa’nin rakamlardan ibaret olmadığı…
Karabağ’da… Irak’ta… Suriye’de… Libya’da…
Daha eskilere gitmiyorum. Endülüs Emevilerine, Afrikalı kölelere, Amerikan Kızılderililerine, Azteklere…
Basit rakamlar… Binler, onbinler, milyonlar…
İslam dünyasında hayatlar birer istatistikten ibarettir Batılılar için.
Ve nihayet Gazze için son rakamlar:
Gazze’deki hükümet, İsrail’in saldırılarında ölenlerin sayısının 700 kişi artarak, 5 bin 500'ü çocuk, 3 bin 500'ü kadın olmak üzere 13 bine ulaştığını duyurdu. Gazze’de 3 haftada öldürülen çocuk sayısı dünyada son 4 yıldaki çatışmalarda öldürülenleri aştı. Açıklamada, ölenlerden, 201'inin doktor, hemşire ve sağlık personeli, 22'sinin sivil savunma personeli, 60'ının gazeteci olduğu ifade edildi. (Anadolu Ajansı)
Öldürülen 5500 çocuk… Yuvarlatılmış bir rakam… Belki de 50 aşağı veya 50 yukarı… Ne önemi var ki?!
Batıda ise bir çocuk öldürülse günlerce haber olur (olmalı da)…
Ne kadar da çabuk alıştık, kanıksadık değil mi?
Sonuçta Viktor Hugo ne güzel ifade etmiş bu gerçeği:
“Paris’te bir adam öldürülürse bu bir cinayettir, Doğuda elli bin insan boğazlanırsa bu sadece bir meseledir.”
Ne dersiniz? Batının iki yüzlülüğü mü yoksa bizim değersizleştirmemiz mi?
Oysaki her bir can o kadar değerli ki… Bütün dinler, inançlar, ahlaki değerler ve hukuk sistemleri, haksız yere cana kıymayı büyük günahlardan, büyük suçlardan görmüşlerdir.
Rabbimiz Maide suresi 32. ayette, bir tek canın ne kadar önemli olduğunu bize bildirir:
“…kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur…”
Aykut GÜL
Dünya Gazetesi Köşe Yazılarım | Tüm Medium Yazılarım | Yazılarıma Ücretsiz Abone Olun | Medium’a Ücretsiz Katılın | Yazılarım Hakkında
