Meşguliyet: En İyi Tedavi

Yoğunlaşmak, motorun ısınması gibidir bir anlamda. Harekete geçme zorluğu çekmezsiniz. Motor soğumadan, bir işten diğerine zaman kaybı olmadan geçiş yapabilirsiniz.

Aykut Gül
6 min readDec 12, 2021

“O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul.” (İnşirah, 7) ilahi emri, meşgul olmanın hayatımızda ne kadar önemli ve vazgeçilmez olduğunu ortaya koyar.

Bu meşguliyet, elbette ki, faydalı, Allah’ın rızasına uygun olan uğraşılardır. “Allah’ın sizin hakkınızdaki hükmünü merak ediyorsanız, neyle meşgul olduğunuza bakın!” uyarısı da buna işaret eder.

Şeytan ve nefis, boş olan, herhangi bir meşguliyeti olmayan insana daha çok musallat olur. Simone Weil’in dediği gibi, “Bütün günahlar, boşlukları doldurma çabalarıdır.”

Taş devri insanının, gün boyu yiyecek bulabilme ve yırtıcı hayvanlardan korunma çabalarından sanayi devrimi ile gelen fabrikalaşma, mesai kavramı ve işte uzmanlaşmaya kadar, insanoğlu hep bir meşgale içerisinde gününü geçirmiş, bugünün psikolojik problemlerinin bir çoğunun farkına bile varmamıştır. Ancak günümüzde, teknolojik gelişme, insanların büyük çoğunluğu için hayatı fazlasıyla kolaylaştırdı.

Günümüz insanın maddi, manevi ve psikolojik meselelerinin temelinde boş zaman ve boşa geçen zaman vardır. Boş zaman, sıkılmayı, daha fazla eğlence arayışını, ataleti ve rehaveti beraberinde getirdi. Hareketsizliğe ve rahata alışan insan, bunun ortaya çıkardığı sorunları gördükçe, yeniden harekete geçebilme çabasına girdi. Ancak ilk hareketi başlatabilmek en önemlisiydi ancak bunu da sürekli olarak erteledik. Aslında esas olan ilk adımdı Martin Luther King’in dediği gibi: “İlk adımınızı inançla atın. Tüm merdiveni görmek zorunda değilsiniz; yeter ki siz ilk adımı atın”.

Meşgul insan, zaman yönetimine ihtiyaç duyan ve her anın değerini bilen insandır. “Bir işin tamamlanmasını istiyorsanız onu meşgul birine verin.” sözü meşgul insanın verimliliğine işaret eder.

Yoğunlaşmak, motorun ısınması gibidir bir anlamda. Harekete geçme zorluğu çekmezsiniz. Motor soğumadan, bir işten diğerine zaman kaybı olmadan geçiş yapabilirsiniz. Vücudunuzun her bir hücresi uyarılmış, enerjinizin en üst seviyede olduğu bir anı hayal edin. İşte bu size verimliliği getirecektir.

Dinlenme, aslında farklı bir işle meşgul olmaktır. Bugün dinlenme; tatil, deniz, uyku, eğlence, ekranlar vb olarak kabul görmekte çoğu insan açısından…

Meşguliyet, aynı zamanda ihtiyacınız olan motivasyonu da sağlayacaktır. Yeni bir işe koyulurken, tamamlanan bir önceki iş size haz ve cesaret verecektir.

Meşguliyet, yeni fikirlerin ortaya çıkmasını sağlar. Yürürken, duş alırken veya araba kullanırken, bu nedenle, daha fazla analitik düşünür ve çözümler üretirsiniz.

Horace Walpole’un “Hayatın tüm sırrı, bir tek şeyle adamakıllı, diğer binlercesiyle de gereği kadar meşgul olabilmektir.” sözü, zamanı nasıl kullanmak ve önceliklendirmek gerektiği konusunda güzel bir ipucu verir. Hayattaki ana gayeyi doğru belirlemek, onu merkeze oturtmak ve diğer işlerin de ona hizmet etmesini sağlamak.

Bugünkü eğitim sisteminin çocukları ve gençleri kategorize etmeleri ve önemli bir kısmını baştan eleyerek oyun dışı tutmaları doğru değildir. Çünkü her insanın açığa çıkarılmayı bekleyen büyük bir potansiyeli vardır. Anthony Robbins’in söylediği gibi “Tembel insan yoktur. Sadece kendisine esin kaynağı oluşturacak kadar güçlü amaçları olmayan insanlar vardır.” O nedenle eğitimde mentörlük konusunun önemsenmesi ve geliştirilmesi gerekir. Bu sayede her genç, kendini sevdiği meşguliyetler içerisinde bulacak, daha başarılı olabilecek ve gereksiz sanal oyuncaklardan uzak duracaktır.

Unutmamalıdır ki, “Günün her anı ve her yer, en uygun çalışma zamanı ve ortamıdır” (Ali Fuat Başgil). Hedefe yeterince kilitlenmiş beyinler, uygun an ve mekan aramayacaktır.

Bir işi yaparken, meşgul görünmekten çok verimliliktir önemli olan. Abraham Lincoln’ın “Bir ağacı kesmek için bana altı saat verirseniz, ilk dört saatini baltayı bilemeye ayırırım” sözü bir işe, projeye başlamadan önce yapılacak hazırlıkların önemini çok güzel anlatır.

Aile Danışmanı Sabahat Yazıcı, meşguliyet terapisi kavramını ortaya atmakta. Yazıcıya göre, insan boşlukta vesveseye, evhama, vehimlere daha çok kapılıyor. Bedeni ve zihni yoğunlaşmalar, hem psikolojik problemlere yol açabilecek bu tür şeylerden koruyor hem de Allah’ın rızasına uygun, insanlığa faydalı işler ortaya koymamızı sağlıyor. Yine Yazıcı, sonucun değil, meşguliyet terapisi “süreci”nin insana iyi geldiğini vurgular.

Tam anlamıyla meşguliyetten uzak olma durumu var mıdır? Bu da ayrı bir tartışma konusu. Televizyon izlemek de bir meşguliyettir ancak minimum enerji ve düşünce üretimi söz konusudur. İnsan boş dururken de zihninden bir çok düşünceler geçirir. Bu açıdan bakıldığında herkes için, her an, sürekli bir meşguliyet var gibi görünür. Ancak sanırım meşguliyette, maddi veya manevi, bedeni veya zihni, bir şekilde faydalı veya faydasız enerji harcama söz konusudur. Esas olan amaçlı ve faydalı olan meşguliyettir şüphesiz.

Dale Carnegie’nin meşhur kitabı “Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak” kitabında vurguladığı gibi: “Hareketsiz olanlar endişe ve korku duyarlar; hareketli olanlarsa cesaret ve özgüven. Eğer korkuyu yenmek istiyorsanız evde oturup düşüncelere dalmayın. Dışarı çıkın ve meşgul olun.” Hayatta başarı için özellikle gençlerimizin buna çok fazla ihtiyacı var. Pandemini döneminin rehavetini üzerimizden atmamızın zamanı çoktan geldi. “Başarının yüzde sekseni kendini göstermektir.” diyen Woody Allen bunun önemini çok güzel ifade eder.

SHTTEFAN / Unsplash

Temizlikle meşgul olmanın en iyi terapilerden olduğunu söyler uzmanlar. Daha da genel olarak ev işleri, ofis düzeni, kısacası yaşam alanınızda yapacağınız tüm düzenlemeler herkes için çok iyi birer terapi… Ancak ev işleri başta olmak üzere tüm bu işler, teknolojik gelişme ile çok kolaylaştı ve eskiye göre daha kısa zamanda biter hale geldi. Artık evin haritasını çıkarıp belirli saatlerde otomatik olarak temizleyen, şarjı bittiğinde kendini şarj eden temizlik robotları var. Bunlar elbette ki hayatımızı çok kolaylaştırmakta. Ancak o boşluğu faydalı meşguliyetlerle doldurmak durumundasınız. Görünen o ki, ortaya çıkan boş saatler daha çok ekran başlarında harcanıyor, fiziksel aktiviteler azalıyor ve psikolojik sorunlar da giderek artıyor. “Zihinsel acının tek panzehiri fiziksel acıdır” diyen Karl Marx, tam da bugünlere işaret etmiş gibi… Fahreddin Razi’nin “İnsan için meşguliyetten daha iyi bir tedavi yoktur.” ifadesi hepimiz için mükemmel bir reçete değil midir?

Aslında hayatında doğasında olan şeydir sürekli hareketlilik hali… “Hayat bisiklete binmek gibidir, dengede kalmak için hareket etmek zorundasınız.” (Albert Einstein)

İnsanlar artık yüz yüze görüşmeye daha az zaman ayırıyorlar. Bu zamansızlıktan çok önceliklendirmeden kaynaklanıyor. Dijital çağda insanlar, sosyal ilişkilerden çok arkasında maddi çıkarların olduğu ilişkileri daha çok önemsiyorlar. Mahalle kültürünün, iyi komşuluk ilişkilerinin önemli yer tuttuğu sosyal ağ, yerini klimatize ev ve iş ortamlarının rahatlığına bıraktı. Önceki bir yazımda da yer verdiğim Brad Aeon’un “Zaman Yönetiminin Felsefesi” adlı sunumunda şu anekdot yer alır: İki Amerikalı arkadaş bir kafede buluşup kahve içip sohbet etmeye başlar. Ancak birisi huzursuz ve aceleci görünür. Diğer arkadaş nedenini sorunca şu cevabı verir: “Düşünüyorum da aylık gelirimi çalışma saatime böldüğümde, saatte 160 dolar kazandığımı fark ettim. Şu an sana ayırdığım bir saatlik kahve içmenin bana maliyeti aslında 160 dolar ve bu beni rahatsız ediyor” der. Görüldüğü üzere bir Batılı için “Vakit nakittir”. Zaman algıları neredeyse tamamen maddi çıkar odaklıdır. Birlikte iş yemekleri, çoğu zaman dostluk için değil iş bağlantıları içindir. Bu bakımdan zamanı yönetebilmek onlar için her şeyden önce gelir. Bu da vahşi kapitalizmin cenderesine sıkışan insanların yaklaşımı maalesef… Bununla birlikte ülkemizde de, bu derecede olmasa bile benzer örneklere daha sıklıkla rastlamaya başladık. “Meşgul olduğunu söylüyorsa rahatsız etme. Kıymetli olsan zaten meşguliyetin bir parçası sen olurdun.” sözü ile Paul Auster’ın “İnsanlar asla söyledikleri kadar meşgul değillerdir. İnsanların öncelikleri vardır ve bazen sıra sana gelmez.” ifadeleri aslında tüm meselenin insanların değişen önecelikleri olduğunu ortaya koyar. Öncelliklendirmeyi kendileri başaramayanlar için ise Greg McKeown “Eğer hayatınızı önceliklendirmezseniz bunu bir başkası yapar.” der.

Olumsuz düşüncelerin sürekli zihninizde tekrarlanması sıkça karşılaştığımız bir durum. Ruminasyon olarak adlandırılan bu durumdan kurtulmaya çalışmak ve negatif olayları unutmak kolay değil. Unutmak istedikçe unutamaz ve tersine daha fazla hatırlarsınız. Bu durumda en etkili yol meşguliyettir. Sivil toplum kuruluşlarında gönüllülük faaliyetleri, sosyalleşme, özellikle de fiziki bir takım ürünler ortaya çıkarabilme çabaları olumsuz düşüncelerden kurtulmada çok etkilidir.

Unutmayalım ki, kul olarak asli görevimiz, hayırlı bir işi bitirince bir başkasına başlamaktır. Abdülkadir Geylani Hazretlerinin (ks) duasıyla yazımızı tamamlayalım: “Allah’ım, bizi kendinle meşgul et!”

Aykut GÜL

Konu ile ilgili diğer yazılarım

Tüm yazılarım

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim