Sabah Erken Kalkma Fırsatını Kaçırmayın

Uzun kış geceleri; güne erken başlamak, manevi terakki, huzur ve üretkenlik bakımından önemli fırsatlar sunuyor

Aykut Gül
3 min readDec 17, 2021

--

“… Sabah namazı şahitlidir.” (İsra, 78) ayetini bilen bir Müslümanın üzerine uykudayken gün doğabilir mi? Diğer vakitlerde iki melek amellerimizi yazarken sabah namazında gece ve gündüz meleklerinin görev değişiminden dolayı aynı anda dört melek şahitlik eder. Bu vakit ile ilgili mevcut olan çok sayıda hadis-i şeriften bazıları:

“Sabahın erken saatlerinde bereket ve başarı vardır.”

“Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himayesindedir. Dikkat et, ey Ademoğlu! Allah, bizzat himayesinde olan bir konuda seni sorguya çekmesin.”

“Allah’ım ümmetimin erken vakitlerini bereketli kıl”

Geceler uzadı. En uzun gece 21 Aralık’ta… En az bir-iki ay sabahları erken kalkmak daha kolay olacak… Zaten mesai saatlerine bağlıysanız gün doğmadan kalkmak zorundasınız.

Sabah rutinimiz en geç 5:30'da uyanmak olmalı. Gün doğmadan ve mesai başlamadan önceki yaklaşık iki saat oldukça uzun bir zaman. Günün en sessiz, en dingin, dinlenilmiş, yeni ümitleri içinde barındıran ve en değerli zamanı.

Bu zaman, teheccüt, tefekkür, manevi lezzetler, okuma, yazma, günü planlama ve o günün en önemli işini tamamlama şeklinde geçebilir. Limonlu ılık su ile başlayan ve çalışma öncesi Türk kahvesi ile devam eden muhteşem bir zaman dilimi.

adam hles / Unsplash

Sabah nasıl uyandıysanız (dingin, neşeli, sinirli, uykusuz, depresif vb) günün bu ilk saatlerini o şekilde geçirirsiniz. Bunun için en geç 11:00'de yatağa girmek ve öğle civarı da yarım saat civarı uyumak vücuda iyi gelecektir.

Her sabah bu zaman diliminde, yarım saat kadar okumak ve bir o kadar da yazmak, günün geriye kalan kısmında verimliliğe iyi bir hazırlık olacaktır. Çünkü başlangıcı iyi yapmak önemli. Nasıl başlarsanız öyle devam edecektir. “Zaman hissetmektir; ne kadar çok hissedersen o kadar yavaş akar.” sözünün sırrına en çok bu zamanda varırsınız.

Medium’da yayınladığım makalelerimi genellikle sabahın erken saatlerinde yazarım. En azından son noktayı bu saatlerde koyarım. Ancak, okurlarımı rahatsız etmemek adına günün ilerleyen saatlerinde “Yayınla” butonuna tıklarım. Yaklaşık olarak 500–1000 kelime arasında yazmak, hem psikolojik olarak fayda sağlıyor hem de çalışma moduna giriyorsunuz.

Gün doğumu esnasında, işleri tamamlamanın verdiği huzurla ve ney eşliğinde günün ilk çayını yudumlamanın hazzı muhteşemdir.

Artık huzurla, taze ümitlerle ve o gün güzel şeyler olacağına dair inançla evden ayrılma zamanıdır. Yaklaşık olarak 20–25 dakika süren işe yolculuk esnasında, daha önceden oluşturduğum sesli kitap veya makalelerden sırada ne varsa onu dinlemek de iyi geliyor.

Bu rutin hafta sonları da devam ettiği için Pazartesi sendromu yaşanmaz. Aktif veya pasif öğrenmenin, okumanın ve dinlemenin zaman dilimleri belli olunca, rölantide, kendiliğinde akan ve yıl sonunda büyük bir birikime dönüşen bir sistem kurulmuş oluyor.

Bu yazı özellikle vize sınavlarını bitiren ve final sınavlarının telaşına düşen üniversiteli genç arkadaşlarımızla tecrübe paylaşımıdır.

Zaman en kıymetli servetimiz. Geçen zamanı getirmek mümkün olmuyor. Kısa zamanı bereketlendirmeye gayret etmek elimizde. Herkesin 24 saati var ancak bazılarının ömürlerinde ortaya koydukları eserleri görünce insan şaşırıyor.

Her sabah, bu en değerli iki saati heba etmeyen, bu zamanı ganimet bilen gençlerimiz, kısa zamanda hayatlarındaki farkı hissedecekler ve aynı zamanda ebedi hayata önemli bir hazırlı yapmış olacaklardır.

“Bazıları başarıyı sadece hayal eder. Bazıları ise her sabah erkenden kalkar ve hayallerini gerçekleştirir.” — Wayne Huizenga

Son olarak genç arkadaşlarıma, önceden yayınladığım aşağıdaki yazılarımı da okumalarını öneririm:

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim