Foto: Greg Rakozy / Unsplash

Kalpler Konuşur mu?

Metaverse’de maneviyat olacak mı?

Aykut Gül
3 min readFeb 20, 2022

--

Allah’ın yeryüzünde sevdiği kulları vardır. Her zaman olmuştur, bundan sonra da olacaktır.

Onlar, vakar duruşları ve simaları ile tanınırlar. Çünkü, “Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır.” (Fetih, 29)

Peygamberimiz (sav), veli kulların görüldüğünde Allah’ın hatırlandığını buyurmuştur.

İşte onlardan birisi geçti ilimizden bu Pazar. Ve onun yer aldığı güzide bir toplulukta bulunma şerefi nasip oldu.

Bir Pazar günü, yıllardır hiç bu kadar anlamlı hale gelmemişti sanırım.

“Kimse kimseye kazara gönderilmez” sözüne kadar da doğru. En ihtiyaç duyduğumuz, manevi doluluğun neredeyse an aza indiği bir anda size gönderilen müstesna bir şahsiyet. İmam-ı Rabbani (k.s.), “Allah dostlarını tanımak ve sevmek, Allah‘ın nimetlerinin en büyüklerindendir” buyurduğuna göre bunun şükrünü de eda edebilmek gerekir.

Önce, sadece kalplerin konuştuğu bir ortam. Neredeyse hiç kelam yok. Ama ciltler dolusu anlam var. Benim duyabildiğim, alabildiğim o kadar… Peki daha fazlasını duyabilenler?

Amelie’nin, “İnsan, zamanı durdurmak istediği yere aittir.” sözünün tam karşılığı bu olsa gerek. İnsan gerçekten de bu anlarda zamanı durdurmak istiyor.

Pandeminin koparttığı beşeri ilişkiler, kalplerin birbirinden uzaklaşması ve gereğinden fazla anlam yüklenen ekranlar…

Dijitalleşerek çok şey öğrendiğimizi, kişisel gelişimimizin zirve yaptığını zannettiğimiz bir dönemde, bugünkü yaşanan kalplerin diyaloğu, hepsini yerle bir etti.

Mesele kelimeler değilmiş aslında. İnsan etkileşiminin minimize edildiği, ekranların bize her türlü yeteceğini sandığımız bir anda yeniden kalp kalbe karşı olabilmek. İnançların yıpratıldığı, kısır çekişmelerle, tartışmalarla, aslında yenenin de yenilenin de kaybettiği, egoların tavan yaptığı bir atmosferde, bir Allah dostunun kalbinden çağlayanlarla yeniden arınabilmek ve ayağa kalkabilmek…

İkinci bölüme konuşmayla devam ediliyor. Onun da ayrı bir lezzeti var. Bir tek boş kelime, anlamsız bir söz ve belagat endişesi bulamazsınız. Belki de tamamına yakınını biliyorsunuz konuşulanların. Ancak ilk defa dinler gibi dinliyor ve bildiğinizi sandığınız her sözün yeni anlamlarla iç dünyanıza aktığını hissedebiliyorsunuz.

Muhyiddin Şekur’un, huzur ve mutluluğun, inandığı yolda, inandığı kişiyle beraber yürümek olduğu ifadesi tam da bu anlama geliyor sanırım.

Sizce metaverse, bu tasvir etmeye çalıştıklarımı bize sunabilecek mi? Avatarlarımız kalp kalbe iletişim kurabilecekler mi? Yapay zeka ile güçlendirilmiş bu dünyanın robotları ve öteki evren (metaverse) dedikleri dünyanın avatarları ruhi etkileşime girebilecekler mi? Bizim öteki dünya kavramını, içinde cennet vaadiyle bize pazarlayanlar, kalp ve ruh için ne diyecekler?

Bu avatarları simalarından tanıyabilecek, onlardan manevi feyz alabilecek miyiz? Yoksa metaverse dediğiniz sadece herkesin almak için yarıştığı arsalardan ve hazdan mı ibaret olacak?

“Dünya hayatı bir rüyadan ibarettir! Dünyada servet sahibi olmak, rüyada define bulmaya benzer. Dünya malı, nesilden nesile aktarılarak dünyada kalır.” der Hz. Mevlana. Dünya hayatı rüya ise metaverse nedir peki? Rüya içinde rüya mı?

Oluşturacağınız “öteki evren” (metaverse) hiçbir zaman bu dünya sınırlarını aşamayacak. Ruhsuz, kalpsiz ve maneviyatsız olmaya mahkum.

O dünyanın sanal vaizlerinin simalarında hangi izler olacak? Onları simalarından veya duruşlarından tanıyabilecek miyiz? Ya kalpleri? Yoksa sadece bilgi yığınından mı ibaret olacak? Öyleyse maneviyatsız, ruhsuz bir metaverse’de dini hayat olabilir mi?

Dünyalık birçok iş alanı metaverse’e taşınacaktır mutlaka. O işleri yürütmek için elbette ki o dünyada yerimizi alacağız. Belki eğitimin önemli bir kısmı da orada olacak. Ancak ben yine de kalplerin konuşabildiği, manevi olgunlaşmayı sağlayan ortamları istiyorum.

Allah’ın o özel kulları aramızda olduğu sürece ümitvarız. Biliyoruz ki, kişi sevdiği ile beraberdir. Hem bu dünyada hem de hakiki ve sonsuz olan öteki alemde — metaverse aleminde değil —

Rabbimizin, insan-ı kamil olma yolunda, sevdikleriyle bir arada olmayı, kalplerin sırrına erebilmeyi nasip etmesi duasıyla…

“Hayat, inanan ve salih amel işleyenlerin dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur. “ — Aliya İzzebegoviç

Aykut GÜL

İlgili diğer makalem:

Tüm Medium yazılarım:

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim