Vicky Sim / Unsplash

Güçlü Olmak… Ama Nasıl?

Aykut Gül
3 min readApr 18, 2023

--

“Güçlü Olmak mı?” başlıklı yazım hakkında geri dönüşler oldu.

Sanırım özellikle de gençlerin kafasını kurcalayan soru, Adana Genç Değişim Başkanı Bilal Solak kardeşimizden geldi:

“Bu kadar çok doğal felaket ve diğer etkenlerden daha güçlü çıkabilmek için gereken çaba ve azim konusunda nasıl daha etkin olabiliriz?”

Aslında o yazıda sunduğum iki seçenekten ikincisinde vermeye çalışmıştım bunun cevabını. Ancak daha da açılması gerektiğini biliyorum…

Konu çok geniş. Geçmiş yazılarım aslında hep bunun cevabını içeriyor. Burada aklıma gelenleri, Solak kardeşim özelinde sizlerle de paylaşmak istiyorum:

Öncelikle maneviyatımızı güçlü tutmak. Maneviyat zayıflayınca şikayet, bezginlik ve ümitsizlik körükleniyor.

Kişisel vizyon ve misyonumuzu yazmak. Kısa ve uzun vadeli plan ve projelerimizi ona göre şekillendirmek.

İnsanın başarısı bir şeyle adamakıllı, geri kalanıyla ise yeteri kadar ilgilenmekten geçer. Odak her şeydir. Odağınız ne ise siz osunuz. Neye odaklanacağınızı belirleyen de sizin kişisel vizyon ve misyonunuzdur.

Yaşadığımız her gün inişler ve çıkışlar olacak önümüzde. Olabildiğince detaylara boğulmadan büyük fotoğrafa odaklanmak gerekiyor.

Uyum yeteneğimizi geliştirmek. Yaratılışın ilk anlarından bugüne hep değişim olmuştur. Özellikle son yüzyılda bu hız daha da artmıştır. İri cüsseli, güçlü dinazorların, mamutların hayatta kalamadıkları ancak çok zayıf görünen ancak uyum yeteneği yüksek canlıların var olduğu bir dünyadayız.

Uyum yeteneği en büyük güç... İnsanın uyumu ise külli iradeyi kabullenmek, akıntıya karşı kürek çekmemek; cüzi iradesini ise yok saymadan, o dairede yapabileceği çok şey olduğu bilmek (Seyit Onbaşı örneğinde olduğu gibi), defalarca düşse bile önemli olanın tekrar ayağa kalkabilmek olduğu kavramaktır.

Vazgeçebilme ve beklentisiz olma konusunda her gün kendimizi eğitmek.

Daha güçlü olabilmek, iyi bir alışkanlık yönetimi ile mümkün. John Dryden’in dediği gibi, “Önce biz alışkanlıklarımızı oluştururuz, sonra da alışkanlıklarımız bizi oluşturur.”

Bilgi yüklemesi yapmak yerine yeni fikirler üretebilmek. Yenilikçi fikirler üretebiliyorsanız diğerlerinden farklısınız. Bunu öğrenmeyi öğrenme teknikleri ile desteklerseniz bu sizin en büyük gücünüz olur.

Kaybetmekten korktuğumuz için harekete geçemeyiz çoğu zaman. Oysaki kaybetmek, ders almaktır, öğrenmektir. Sonrasında ise daha tecrübeli olarak yeniden başlayabilmektir.

Sınırlı ömrümüzde, boşa kürek çekmemek için, iyi bir mentörümüz olmalı. Bazıları için bu bir yaşam koçudur, bazıları için ise bilge bir zat.

Kibirlenmemek. Aklın ve zekanın ötesinde insan için en büyük tehdit gurur ve kibir. Bir yanda, iki yüz milyar galaksinin her birinde bulunan yüz milyar güneş sistemin bünyesindeki küçük bir gezegende yaşayan 8,5 milyar insandan sadece biri olduğunu fark etmek, kibirlenmemek, haddini bilmek; diğer yanda ise İblis’in secde ettmesinin emredildiği Hz. İnsan olduğu şuurunda olmak…

Şikayet etmemek, edenlerle bir arada olmamak. Anadolu İslam’ının özü olan tasavvuf yolu, şikayet etmeme sanatı değil midir?

Önceki yazımda yer verdiğim Paul Auster’in, kriz anlarında insanın içindeki canlılığın iki katına çıkacağı ifadesi ile Bob Marley’in, güçlü olmak tek seçeneğiniz oluncaya kadar gücünüzün sınırlarını bilemeyeceğiniz sözünün geçerliliği için sanırım bir şart olmalı: Hazırlık

İnsan, ömürde belki de bir kez karşılaşacağı o büyük fırsat için hazırlanmalı her gün. Planları ve gayreti bunun için olmalı. Neden Seyit Onbaşı, 215 kilogramlık top mermisi hamlesini yaptı da diğerleri bekledi?

İtfaiye erleri, arama kurtarma ekipleri, komandalar neden her gün kan-ter içinde belirli egzersizleri yaparlar?

Depremde bir çok insan deprem bölgesine koştu yardım için… Ancak çoğu, hiç bir şey yapamayacağını, bu konuda becerilerinin olmadığı farkedip geri döndüler. Çok azı ise o güne kadar yaptığı kişisel yatırımı, böyle bir felaket anında kahramanlığa dönüştürdüler.

Son olarak Oğuzhan Çetin; artistik jimnastik dünya şampiyonu olan İbrahim Çolak isimli sporcumuzun “50 sn için 19 yıldır çalışıyorum” dediğini aktardı.

Depremde hayatta kalanlarımız için, bundan sonraki ömrümüz, Rabbimizin bahşettiği ikinci bir fırsattır. Yeni bir fırsatın garantisinin olmadığını bilerek zamanımızı ve enerjimizi marjinal faydası en yüksek olacak şekilde kullanmalıyız.

“İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm, 39)

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim