Foto: Malmö, İsveç / Drahomír Posteby-Mach / Unsplash

Eğitimde “İfade Gücü”

“Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değil, düşünmek için aklın eğitilmesidir.” — Albert Einstein

Aykut Gül
3 min readJan 6, 2022

--

Güz yarıyılının sonuna geliyoruz. Vize sınav sonuçları pek iç açıcı değil. Sadece benim derslerim için söz konusu değil bu durum. Diğer hocalarımızdan da benzer yakınmaları alıyorum. Çok fazla da suçlayamıyorum gençlerimizi. Onlar, çoğunlukla uzaktan takip ettikleri derslerde yeterince verimli olamıyorlar. Bunun en başta gelen nedeni, motivasyon eksikliği ve öğrenmeyi öğrenme becerisine yeterince sahip olmamaları.

Bu konuda geçmişte yazdığım çok sayıda yazı var. Bu yazıda, farklı bir tarz benimseyerek, yaklaşan sınavlara hazırlanırken gençlerimize pratik, uygulanabilir bazı teknikler aktarmak istiyorum.

Öğrenmede en önemli başarı kriteri, öğrendiklerinizi kendi ifadelerinizle kağıda dökebilmenizdir. Kendi bilgi dağarcığınızdaki kelimelerle, kendi kurduğunuz cümlelerle ve gerektiğinde —eğer istenmişse — yorumunuzu katarak, bildiklerinizi kağıda dökebilmek. Ne bir eksik ne de bir fazla…

Foto: Hello I’m Nik / Unsplash

Yeterince konuya hakim olmadığınızda, kağıdın boş kalmaması için ve hocanın da merhametini umarak, genellikle dolgu maddeleri kullanırsınız. Ancak bu istenmeyen cümleler, çoğu zaman, hocaların öfkesini kabartır. Çünkü bu ya bir aldatma çabasıdır veya altın madenindeki tonlarca toprağın içinden bir iki altın kırıntısını bulma işini hocaya bırakmaktır. Bu durum hocayı hem yorar ve hem de modunu düşürür. Böyle durumlarda, genellikle hocada, size karşı gereksiz bir ön yargı oluşur. Bu durumda, bilmediğiniz soruyu boş bırakmak muhtemelen izlenecek en iyi yol olacaktır.

Bir çok öğrenci, ezberlemeyi, anlayarak öğrenmeye tercih ettiği için, sorulara, ders kitabından veya notlarından bire bir aynı ifadelere yer verir. Bu bazı hocalar için kabul edilebilir. Ancak üniversite düzeyindeki sınavlarda genellikle analiz ve yoruma dayalı sorular geleceği için, bu tarz beklentileri genellikle karşılamaz.

Çoğu zaman ise öğrenci gerçekten konuyu anlamış ve iyi öğrenmiştir ancak ifade gücünün yetersiz olmasından dolayı kendini iyi ifade edemez. Daha doğrusu bildiklerini olması gerektiği gibi kağıda dökemez. Bunda kelime dağarcığının kifayetsiz kalması, cümleleri uygun şekilde kuramaması etkilidir. Bunun ise temelinde yazılı veya sözlü iletişim becerilerinin yeterince gelişmemiş olması yatar. Üniversite çağına kadar yeterince kitap okumama, yazmama, sosyal medyanın bu anlamda zararlı etkisi vb bir çok faktör, iletişim becerilerinin yetersizliğine neden olarak gösterilebilir.

Aslında tüm bu anlatmaya çalıştıklarımı bir cümlede özetler Albert Einstein:

“Bir şeyi basitçe anlatamıyorsanız, onu tam olarak anlamamışsınız demektir.”

Hayal edin ki, klasik tarzda bir sınavdasınız ve sınav kağıdını aldınız. İlk soruya göz attınız ve ardından boş kağıdı doldurmaya başladınız. Bu esnada, çoğunlukla, yetersiz öğrenmeden kaynaklanan bir pişmanlık ve onu izleyen panik halini yaşarsınız. O an bir kaç saatinizin daha olmasını istersiniz sınav öncesi. Ancak artık çok geçtir. Bunu neredeyse her sınavda yaşarsınız. Yine de her sınav öncesi, kendinizi bir deneme sınavına almazsınız. Sizin için en önemli gösterge, çalışma süreniz değil, ardından kısa bir sınav ile kağıda dökebildiklerinizdir.

İfade gücünün gelişmesinde tekrarın ve iyi örneklerin taklitinin çok katkısı olur. Sözlü veya yazılı olarak, iyi metinleri sıklıkla yazmak ve sesli okumak, güçlü ifade kalıplarını hafızanıza yerleştirir. Yatmadan önceki yarım saatlik bir çalışma, diğer tüm çalışmalarınızdan daha verimli olabilir. Çünkü uykuda da beyin o bilgileri işlemeye devam eder. Sabah kalkınca da ilk iş olarak aynı konuyu kısa bir tekrar yapmak, o konunun tamameni pişmesini sağlar.

“Yeni edindiğimiz bilgileri yirmi dört saat içerisinde tekrar eder, konu üzerine kafa yorar ve hayal kurarsak, beyinde bir network oluşur ve öğrenilenlerin kalıcılığı sağlanır. Bu şekilde kimyasal kayıt yapılır.” — Nevzat Tarhan

İfade gücü ile ilgili belirttiklerimin sadece sosyal bilimlerde geçerli olduğu düşünülebilir. Ancak matematiksel bir çok işlemin gerektiği sayısal dallarda da, örneğin çıkan hesaplama sonuçlarının yorumlanması önemlidir.

“Eğitim, insan potansiyelinin kilidini açmaktır…” — Anonim

Ezcümle; eğitim sadece okul sıralarında alınan bir beceri değildir. Bir ömür boyu devam eder. İyi bir eğitim için güçlü bir ifade yeteneği olmazsa olmaz ön şarttır. Hayatın her aşamasında ifade gücü sizi öne çıkarır. İfade gücünüzle anlaşılabilir ve değer görürsünüz.

Aykut GÜL

İlgili diğer yazılarım

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim