Aşırı kontrol duygusu sizi bitirir

Akışta Kalın

Aykut Gül

--

Bazen uyanırsınız bir gece yarısı bir kaç saatlik uykuyla… Tekrar uyumak ne mümkün! Sanki uykunuzu tamamen almış, dingin ve huzur dolusunuz. O halde bu hali öylece kabul etmek, bir süre ekranları açmadan gecenin sessizliğinde kalmak en iyisi değil mi?

Böyle anlarda zihniniz berraktır ve beyninizin sinir ağları yepyeni bağlantılar kurar, yeni fikirler üretir. İşte bu anlar en verimli anlardır… Tüm mesele başarılı bir fikir hasadı yapabilmekte…

Fikir üretmek emek ister. Ancak fikirler tavşanlar gibidir. Basit bir dikkat dağıtıcı onları kolaylıkla kaçırır.

Eğer bunları not almaz ve yazıya dökmezseniz, gece gördüğünüz bir rüyayı sabah unuttuğunuz gibi kaybolup giderler.

Aslında not alırken sinir ağları çalışmaya devam eder, yazdıkça üretir, ürettikçe yazmak istersiniz. Bu döngüyü yakaladığınızda ortaya yeni bir eser, yeni bir inovasyon çıkar ve kalan hayatınız daha anlamlı hale gelir.

Gün boyu okuyarak, gözlemleyerek, tecrübe ederek sürekli beslenen beyin, bu ruminasyonu yaparak biri bin yapar. Bir tohumun toprağa düşmesi gibi… Bereketlendikçe bereketlenir. Ancak hasadı dikkatli yapmak, gerektiğinde yazarak depolamak ve talep oluştuğunda iyi bir ambalajla pazara sunmak.

“Fikirler tavşanlar gibidir,” der John Steinbeck, “Bir çift bulursun ve onlarla nasıl başa çıkacağını öğrenirsin ve çok geçmeden bir düzine olur.”

O nedenle, gece uyanmak, tekrar uyuyamamak bir fırsattır. Yatakta debelenmek ve sinir harbi yaşamak yerine, uyanık kalmak, tefekkür etmek, yenilikçi fikirler üretmek iyi bir fırsat olabilir.

Aslında bu uyanış tesadüfi değildir. Tesadüfe asla yer yoktur hayatınızda… Her şey ‘tevafuk’ değil midir? Aradaki farkı ne ile açıklarsınız? ‘Kadere imanla’ değil mi?

Her şey olması gerektiği gibi olur. Olanda hayır vardır… Uyandırılmışsanız bu nedensiz olmaz…

İşte bu durumlarda zaman yönetimi de anlamını yitirir. Onun yerini dikkat yönetimi, odaklanma ve akışa bırakma alır.

Modernist insanın, başta kendisi olmak üzere, fıtrata uygun olmayan bir şekilde her şeyi değiştirmeye çalışması, günümüz sosyal ve psikolojik sorunlarının temelini oluşturur.

Böyle anlarda insan, kendi potansiyeline şaşar, ürettikçe, yazdıkça daha fazlasını yapma motivasyonuna kavuşur. Bazen tüm gece böyle devam eder.

Gün doğumundan sonra kısa bir kuşluk uykusu hepsini telafi edecektir. Daha dinç, daha azimli, daha dingin… Yeni bir güne güzel bir başlangıç yaparsınız.

Gün içinde, ürettiğiniz yeni fikirlerin değerini bilecek bir dostla kahve için. Düşüncelerinizi ona açın. Paylaşmaktan korkmayın. Bu paylaşımlarda fikirler çarpışır, yepyeni, daha değerli fikirler doğar. Bunları da yazmayı unutmayın hemen akabinde.

Thomas Edison’ın, “Dehanın %1”i parlak fikirlerden, %99'u gerçekten iyi notlar tutmaktan oluşur” sözü sanırım tüm bu yazdıklarımızın bir özeti…

O halde akıntıya karşı kürek çekmeyin. Akışa bırakın. Elinizdeki küreklerle sadece gerektiğinde küçük dokunuşlar yapın. Bundan keyf alın. Hem huzuru yakalar hem de üretken olursunuz.

Suyun hırçınlığı ile kavgaya girişmek yerine onunla ahengi yakalamalısınız.

Bazen fiziksel olarak çok çalışır yorulursunuz. Bazen çok okur, notlar alır, zihnen dolarsınız.

Bazen hiçbir şey yapmaz, sakince beklersiniz. Aslında bu anlarda çok şey yapıyorsunuzdur.

Bu yüzden bazen yavaşlamak, vites küçültmek, yalnız kalmak, sessizliği tercih etmek gerekir. Bu sizin en üretken anınızdır çoğu zaman.

Uyku önemli… Öncesi de sonrası da… Uyku anı da… Hem dinlenin, tazelenin hem de bırakın beyninizin sinir ağları yeni bağlantılar kursun.

“Sürekli olarak bir plan yapmanız gerekmez. Bazen, sadece nefes almaya, güvenmeye, akışına bırakmaya ve sonucunu izlemeye ihtiyacınız vardır.” — Mandy Hale

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim