Akış, Denge ve Çabalarımız

Akışta kalmak; külli iradeye aykırı davranmamak, cüzi irade içinde haddimizi bilmektir.

Aykut Gül
3 min readAug 20, 2022
Foto: kazuend / Unsplash

İnsanların en büyük yanılgısı, sürekli mutluluk ve hazzı hayatın amacı olarak görmelerinde… Bunlar, insanın yaratılış gayesi olamaz. Wilhelm Schmid’in “Ne kadar çok insan, sırf mutlu olmaları gerektiğine inandıkları için mutsuz oluyordur acaba?” sözü aslında mutluluğun bir amaç olamayacağını çok net olarak ortaya koyar.

Bir işi severek yapan bir insanın onun yan ürünü olarak yüklü bir kazanç sağlaması gibi, anlamlı bir eylemin sonucunda, asıl hedeflenen olmamasına rağmen insan mutluluğu da elde eder.

İnsan, yaratılış gayesini hatırlar, bilir ve ona göre bir hayat yaşamaya çalışırsa o zaman acının da, hüznün de, sevincin de, hazzın da bu dünya hayatında belirli dozlarda olacağını bilir. Daimî bir acı olmadığı gibi daimî bir haz da olamaz.

Her şey zıddı ile kaimdir. İnsan ancak hüzünlendiğinde, peşinden sevincin geleceğini bilmelidir. İnşirahın ne demek olduğunu içi daralmamış kimse anlayamaz.

O nedenle istemediğimiz, kaçmaya çalıştığımız duygular aslında olumlu olanların geleceğinin işareti olarak görülmelidir. Bu sayede insan hiçbir şeye ne aşırı sevinir ne de aşırı kedere düşer. “Derinden derine mutsuz ve rahatsız olduğumuz anlar, hayatımızın en güzel zamanlarına gebedir. O rahatsızlık yüzünden harekete geçer, hatalı alışkanlıklarımızı terkeder, yeni yollar ve daha doğru cevaplar aramaya başlarız.” (M. Scott Peck)

Hayat bir denge üzerinedir. Bu dengeyi bozmaya çalışanlar, önce kendi dengelerini bozarlar. Denge bir kez bozuldu mu her şey ters gitmeye başlar. O nedenle bugünün birçok kişisel gelişim uzmanı “akışta kal”mayı telkin eder.

Bizim kültürümüzde akışta kalmak; külli iradeye aykırı davranmamak, cüzi irade içinde haddimizi bilmektir. Haddimizi aşmak aslında kader çizgisinde hiçbir şeyi değiştiremeyeceğimiz gibi sadece kendimizi huzursuz eder.

Okyanustaki dev dalgalar üzerinde sörf yapma veya kuvvetli bir akarsu üzerinde rafting yapma örnekleri verilir bu konuda. Gerçekten de dalgalarla uyumlu olarak akış yönünde ustalıkla hareket edebilmek, dalganın gücünü lehimize çevirebilmektir esas olan.

Burada önemli olan “anda kalma”, “akışta kalma”, spiritüalizm vb yaklaşımların, kendi inançlarımıza ve değerlerimize alternatif olarak kullanılmaması, bizden alınan bir çok pratiğin, farklı ambalajlarla ve belki de bozulmuş bir halde tekrar bize pazarlanması konusunda dikkatli olmak gerekiyor. Bunların en doğru haliyle kendi kadim kültürümüzde ve inançlarımızda var olduğu bilmek ve sahiplenmek gerekiyor.

Hayatın amacı doğrultusunda ve kontrol edebileceklerimize (cüz irade) odaklanmak, asıl gayemiz olmayan mutluluğu da tattıracaktır. Kısa vadeli acılar, kederler, hazlar ve mutluluklar çeşnisi, uzun vadede huzur olarak kendisini gösterecektir. Güneşin, gökkuşağı ile görülebilen yedi renginin normalde tek bir renk olarak bize ulaşması gibi…

Evrende müthiş bir hassas denge vardır. “Göğü Allah yükseltti ve mizanı (dengeyi) O koydu. Sakın dengeyi bozmayın!” (Rahmân, 7–8) buyuran Rabbimizin uyarısını hayatında şiar edinenler kazananlardan olacaktır.

Unutmayalım ki, hayatın hızlısı veya yavaşı, acısı veya tatlısı, hüznü ya da sevinci tek başına söz konusu değildir. Bu dengede tek yapılması gereken, fazla telaşa kapılmadan, vakarla yürümek, hiçbir şeyin kalıcı olmadığını kabullenmek ve elimizden geleni yaptıktan sonra ilahi kudrete teslim olmaktır.

Gandhi’nin “Mutluluk; düşüncelerinin, söylediklerinin ve yaptıklarının uyum içinde olmasıdır” sözü öncelikle dengenin korunması gerektiğine işaret eder.

Son olarak konunun üstadı Kemal Sayar hocamıza kulak verelim: “Bir amacın peşinde neşeyle, şevkle koşarsak, sonuçta bir yan ürün olarak mutluluk bir kelebek gibi omzumuza konacaktır.”

Ezcümle; insan yaratılış gayesini (Zariyat, 56) bilmeli, anlamalı, dengeye uyum sağlamalı ve gücü dahilinde, kontrol alanında iyilerle birlikte mücadele etmelidir.

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim