“Zaman” Ekran Karşısında Nasıl Bereketlenecek?

Artık ekranlardan uzaklaşmanın zamanı gelmedi mi?

Aykut Gül
2 min readJun 29, 2021
Glenn Carstens-Peters/Unsplash

Bir kaç aydır izlemediğim televizyon kanallarına bir göz attım dün gece. Toplumun psikolojisini alt üst eden bir çok dizinin final yaptığını sevinerek fark ettim. Sonrasında doğal olarak haber kanallarına uğradım. Her birinde gündemin “her konunun uzmanı” uzmanlar (!) tarafından son derece seviyeli (!) bir şekilde tartışıldığını gördüm.

Yapay bir şekilde, özellikle sosyal medya trollerince oluşturulmuş gündemleri büyük memleket meseleleri gibi programlarına almışlardı ulusal ölçekte yayın yapan kanallarımız.

Moderatörler, seviyeli bir program çıkarma çabası içinde görünürken gerçekte asıl hedefin tansiyonun yükseltilmesi, gerginliğin ekranın ötesine taşınması ve nihayetinde yüksek izlenme oranlarına ulaşılması olduğu rahatlıkla görülebiliyor… Toplumu bilgilendirme ve eğitme gayreti içinde gibi ancak toplumu ifsat eden üslup, kirli bilgi ve manipülasyon var maalesef.

Amaç doğruya ulaşmak değil, yorgun izleyiciye arenada dövüş sanatlarını izlettirmek. Ertesi gün ise trollerin, kendi gladyatörlerini öven sosyal medya paylaşımlarını takip etmelerini sağlamak…

Sonrasında düşündüm de okullarımızda münazara kültürü bu şekilde verilmiyor mu? Münazarada amaç doğruyu bulmak değil, elindeki her türlü doğru-yanlış argümanla karşı tarafı alt edebilmek, değil mi? Bu şekilde eğitilen çocukların gelecekte, özellikle de ekranların sihiri karşısında birer canavara dönüşmeleri normal değil mi sizce? Siz hiç bu program konuklarından birinin “Evet, yanlış biliyormuşum. Bilgilendim sayenizde” dediğine şahit oldunuz mu?

Birçoklarının tiyatro oyunu tarzında olduğu, programda kavga edenlerin sonrasında kol kola setten ayrıldıkları, duyduğumuz şeyler.

Tartışma konularının yapaylığı, tartışmacıların konu hakkındaki yetersizliği, ekran karşısında bile çekinmeden telefon üzerinden bilgi (!) tarandığı ve buldukları kirli bilgileri hiç çekinmeden delil olarak gösterdikleri, kimsenin muhatabını dinlemediği ve vereceği cevaba odaklandığı, moderatörlerin çaresiz kalmış gibi görünüp tartışmaların alevlenmesinden keyif aldığı, boşa giden saatler, gerilen sinirler, günün yorgunluğunun üzerine gelen bezginlikler…

Dün gece belki bir iki saatimi ekran başında kaybettim ama aslında televizyonu hiç izlememenin büyük bir kazanç olduğunu yeniden fark etmem bakımından iyi oldu.

Televizyon için durum böyle… Ya diğer ekranlar?

Silkelenip yeniden kendimizi bulmamızın zamanı gelmedi mi? Son yazımda ifade etmeye çalıştığım “Zamanın Bereketlenmesi”nin bu şekilde olamayacağı, heba ettiğimiz bu zamanların her bir saniyesinin sorulacağı “Hesap Günü” neden hiç aklımıza gelmez?

Simone Weil’in ifade ettiği gibi “Bütün günahlar, boşlukları doldurma çabalarıdır.”

Karar hepimizin… Bundan 10–15 sene kadar önce çok popüler olan “Turn off TV, turn on life” (televizyonu kapat, hayatı aç) sloganını genişleterek ve tüm ekranları gerekmedikçe kapalı tutarak hayatın içine girebilmek…

“Hepimiz kaybettiğimiz ya da ulaşamadığımız her şey için zamanı suçlarız… Ama zaman konuşacak olsa, hepimiz utanırız.” — Tolstoy

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim