Yoldan Almak ya da Yoldan Olmak

Hepimizin bir çok yol hikayesi vardır. Aslında her bir seyahat önemli bir imtihandır hayat yolunda. Bazen farkında oluruz, kazanırız; bazense…

Aykut Gül
3 min readSep 15, 2020

Bir yol hikayesi

Konya’dan Adana’ya kızımla otobanda seyahat ederken, Ulukışla civarında arabamızın lastiği patladı. Şükür ki savrulmadan durabildik. Hava kararıyordu ve ayaz vardı. Epey bir çabadan sonra yedek lastiği taktık yolumuza devam ettik.

Çok geçmeden yol kenarında zorlukla seçebildiğim bir karartının el kaldırdığını fark ettim. Bir an tereddüt yaşadıktan sonra yavaşladım ve durdum. Arkamdan el kaldıran kişi elinde bir bidonla ve pejmürde kıyafetiyle koşarak geldi. Camdan eğilerek benzinin bittiğini, bir sonraki petrol istasyonuna gitmesi gerektiğini söyledi. Benden olumlu işaret alınca ön yan koltuğa geçti.

Uzunca bir sohbet ettik varacağı yere kadar. Dindar, tevekkül ve şükür ehli bir gençti. 1975 model eski bir arabayla İstanbul’dan yola çıkmış, Mardin’e gidiyormuş. Adana’da da akrabaları varmış. İsterse Adana’ya götürebileceğimi, ertesi gün gündüz gözüyle gelip arabasını alabileceğini söyledim. O ise arabasında kafeste kuşunun olduğunu, sabaha kadar soğuktan ölebileceğini söyleyerek teşekkür etti. Israrla teklif ettiğim para yardımını da geri çevirdi.

Petrol istasyonunda indirdim. Ancak o soğuk havada ayağında sadece terliğinin olduğunu son anda fark ettim. Bagajdaki yedek ayakkabımı vermek için arkasından seslendim ancak bir anda ortadan kayboldu. İstasyonda da bulamadım.

Şaşkınlık, hayret ve üzüntü içinde tekrar yola koyulduk.

Hikayeden bazı çıkarımlar

  • Patlayan lastiğim param parça olmuştu ve bir kaza yapmadan durabilmiştik çok şükür ki. Bir sonraki adımda insanın yapacağı iyilik acaba kazayı engelliyor muydu? Ya da o gence yardım için önceden manen hazırlanma mıydı?
  • O şartlar altında arabamızın lastiği patlamasaydı, o genci, o hırpani haliyle arabaya almazdım sanırım.
  • Gencin o kadar hızlı kaybolması… Her gördüğünü Hızır bilmek dahilinde miydi? Mesele gencin yolda kalması değil de, bizim imtihanımız mıydı?
  • Yolda kalmışlara yardım etmek emredilmişken, kötü otoban ve uzun yol tecrübelerinin insanları yardımdan alıkoyması… Kötü eylemi yapanların sadece o eylemle değil daha sonraki engel oldukları iyiliklerden de sorumlu olmaları. Dahası kötünün reklamının çokça yapılması. İyiliklerin daha az konuşulması. Sonuçta, bir yanda kazananlar, diğer yanda kaybedenler…

Aşağıdaki uyarıları tekrarladıktan sonra sanırım yolda kalanlara yardımda tereddüt göstermeyiz

Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver… (İsra 26)

Asıl erdemli kişi; … sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayandır… (Bakara 177)

…infak edeceğiniz mal; anne-baba, akrabalar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmış garipler için olmalıdır… (Bakara 215)

…ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, ellerinizin altında olanlara iyilik yapın… (Nisa 36)

Her an, her yerde, değişik formatlarda imtihan oluyoruz. Aslında ilk nefesten son nefese, her an kamil insan olabilme mücadelesi. Yetişkin veya çocuk, bilge veya cahil, erkek ya da kadın… Herkesten alınacak çok şey var bu olgunlaşma sürecinde.

Dua veya beddua almak. Hepsi aslında bizim elimizde. Fırsat çok. Bilene. İsteyene. Arayana.

Allah’ım, iyilerle karşılaştırsın, iyilerle hem-hal etsin. İyilik yapma gücü, iyilik yapma azmi ve iyilik yapma fırsatı versin.

Aykut GÜL

Diğer yazılarım için tıklayınız.

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim