Yeni Başlangıçlar İçin Bir Fırsat
Şimdi, rehavetten kurtulma, silkelenme ve hayatı daha anlamlı kılma zamanı…
Ramazan ayını uğurladık ve 17 gün süren tam kapanma dönemini tamamladık. Bayramın akabinde kontrollü normal geçişin başlaması bekleniyor…
Bu dönemde elde ettiğimiz kazanımların korunması ve kayıpların telafisi için neler yapılabilir? Bu yazıda bazı tespit ve önerilere yer vermeye çalışacağım:
- Yeni dönem için yeni hedefler ve prensipler belirlenmeli, haftalık ve günlük planlar buna göre yapılmalı.
- Öncelikler iyi tespit edilmeli ve bu yönde etkili bir zaman yönetimi hayata geçirilmeli.
- Uyku düzeni yeniden sağlanmalı. Her sabah, güzele ve iyiye niyet ederek erkenden kalkılmalı.
- Yeni normalde her türlü yük (maddi, manevi, zihinsel, dijital vb.) azaltılmalı, yeni dönemde ilave yüklerin oluşmasına izin verilmemeli.
- Tam kapanmada dijital sadelik tamamlanamamışsa, bu hafta sonu öncelikli olarak bu sağlanmalı.
“Hayat, konfor alanınızın hemen bitiminde başlar.” — Neale Donald Walsch
- İnsanın manevi, psikolojik ve biyolojik ihtiyaçları, en doğru şekliyle bizim inanç sistemimizde mevcut. Aşağıdaki üç maddede buna yönelik örnekler bulunmakta.
- Son dönemlerde, inançların yok sayılması ve ibadetlere alternatifler oluşturulması çabaları görülmekte. Bu çabalar, ibadetlerin gerekliliğini tescil eder mahiyette olmakla birlikte ibadetlerde esas olan manevi boyut. Diğer yararları ise peşi sıra gelir. İkame edilmeye çalışılan alternatif uygulamalarda ise bir standart olmadığı gibi ego ön plandadır.
- Aralıklı oruç olarak bilinen ve sağlık açısından yararları konusunda sıkça haber yapılan orucun aslı, kendi inancımızda zaten mevcuttur ve özellikle tavsiye edilmektedir. Bunun için Pazartesi ve Perşembe günleri en iyi aralıktır.
- Meditasyon, yoga vb. popüler pratikler yerine en doğru uygulama namazdır.
- Günümüzde, “anda kalma” -mindfulness- seansları bir başka popüler kişisel gelişim önerisi… Doğru bir kader inancı, tevekkül ve tefekkür ile ancak gerçek ve etkili anda kalma pratiği mümkün olabilir.
- Kontrollü normalleşmeye geçerken pandemi ile ilgili sorumluluklarımız unutulmamalı, sağlığımızın korunmasında hassas olunmalı ve bu konuda asla meydan okumaya kalkmamalı.
- Kısıtlamalar ölçüsünde açık alanda düzenli yürüyüşler günlük rutinimize girmeli. Yürüyüş; bağışıklık sistemimizin güçlenmesi, daha iyi bir psikoloji, hayal gücü ve fikir üretme konusunda önemli katkı sağlayacaktır.
- İhmal edilen sosyalleşme, uyarılar ölçüsünde, toksik insanlardan uzaklaşarak ve pozitif insanlarla yakınlaşarak sağlanmalı.
“Güzel bir şeye başla. Ama hep güzel olsun. Çünkü her insan ölecek yaşta. Geç kalmayasın…” — Şems-i Tebrizi
- Gönüllülük ve sivil toplum faaliyetleri hayatımızda daha çok yer bulmalı.
- Gençleri anlamaya çalışmalı, kuşak farkını görmeli ancak ötekileştirmemeli.
- Bu dönemde, bilgi yönetimini başaranlar ayakta kalacak. Bilginin gereğinden fazla çoğaldığı ve kirlendiği bir ortamda arı bilgiye sahip olanlar ve onu işlemeyi bilenler kazanacaktır.
- Ülke ve dünya gündemini takip etmek önemli. Ancak gereksiz haber takibi yapılmamalı. Bu amaçla, güvenilir bir haber portalı, belirli zaman sınırları içinde kullanılabilir.
- Televizyondaki tartışma programlarının izlenmesi en aza indirilmeli. Mümkünse televizyondan tamamen kurtulmalı.
- Sosyal medya, en önemli kaynaklarımızı (zaman ve odaklanma) tüketmekte. Mümkün olduğu kadar sınırlandırılmalı (kişisel olarak hiçbir sosyal medya hesabım bulunmamakta).
- Özellikle Filistin ve Doğu Akdeniz konuları başta olmak üzere, bölgemizdeki gelişmeler konusunda hassas ve diğergam olunmalı.
- Ramazan sonrası beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmeli. İşlenmiş gıdalardan ve özellikle işlenmiş şekerden, kolalı içeceklerden uzak durulmalı. Unutmayalım ki, ne yersek oyuz.
“Unutma; bugün geriye kalan hayatının ilk günü…” — Goethe
Aykut GÜL
