Foto Kaynak: Yazar

Yazılar… Özel Kalanlar…

“Fazla düşünüyorsanız ‘yazın’. Eğer yeterince düşünmüyorsanız ‘okuyun’. ” — Mike Crittenden

Aykut Gül
2 min readJul 24, 2024

--

Daimi okurlarım geçmiş yazılarımdan hatırlayacaklardır. Fikirlerinizi netleştirmek, problemlerinizi analiz etmek ve hislerinizi kağıda dökerek rahatlamak istersiniz. Yazılarınızın birçoğu sadece içinizi dökmek içindir.

Bazıları her gün yazar. Bunun da motoru soğutmamak için olduğunu söylerler… Buna katılıyorum…

İnsanın yazdıkça yazası, yazmadıkça yazmayası geliyor…

Ancak yazmak iyi de… Paylaşmak her zaman kolay değil.

Birçok Medium yazarının en büyük sorunu, yazdıklarını paylaşarak eleştirilmeyi, mercek altına alınmayı ve hatta kınanmayı göze alamamak. Bu, zamanla, dozajını azar azar artırarak kazanılan bir beceri…

Bu yazı, 491. Medium makalem olmasına rağmen, “Yayınla” butonuna basmak kolay olmuyor. Dahası yayınlananların en az onda biri kadar yayınlamadığım (taslaklarda bekleyen) veya Özel (Private) yayınladığım makalelerim var. Bir ara, geçmişin bir dönemine format atmak isterken bunların tamamını silmiştim. Peki silince yararı oldu mu? Kısmen…

Yazmak, anlıyorum ki çoğu zaman kendinizi rahatlatmak içinmiş. Ya bir sırdaşınızla paylaşacaksınız ya da yazacaksınız. Aksi halde içinizde sürekli büyüyerek patlama aşamasına getiriyor sizi.

J.K. Rowling’in tam da bunu kastediyor: “Yazmalıyım, kendi ruh sağlığım için yazmam gerekiyor.”

“Derdinizi, iç dünyanızı bir kağıda dökmek sıkıntınızı hafifletir,” diyor James Pennebaker ve devam ediyor, “İç dökecek bir muhatap bulamadıysanız, elinize bir kağıt ve kalem alıp yazın.”

John R. Miles ise yazmayı, ruhlar arasında köprü kurmanın samimi bir eylemi olarak görüyor.

O nedenle yazdıklarımın hala bir kısmını yayınlamıyorum. Olsun, bu da gerekiyor. Paylaşmak durumunda kaldığınızda kendinizden bile gizliyorsunuz bazı gerçekleri. Belki de tribünlerdeki kalabalık sizi etkiliyor. O zaman da samimiyetinizi sorguluyor ve yazmanın bu açıdan bir anlamı kalmadığını düşünüyorsunuz.

Sonuç olarak, yazdılarımın çoğunu yayınlıyorum. Çok azını “Private” olarak yayınlıyorum ve çok az sayıda kişi ile linkini paylaşıyorum. Fakat asıl bana özel olanlar, “ Taslaklar”da (Drafts) kalanlar…

Artık silmiyorum. Çünkü uzun bir zaman sonra onları okuduğumda, o zamanki kendimi daha iyi tahlil edebiliyorum.

Bu yazıyı ise yayınlayacağım ancak Medium dışında, kendi listemde duyurmayacağım. Bu da sanırım bir başka kategori…

Şimdi bunlardan bize ne demeyin… Biliyorum ki takipçilerimin çoğunun kalemleri çok güçlü. Onlar beni çok iyi anlayacaklardır. Zaten bu yazıyı da ancak onlar bulup okuyacaklar ve belki de kendilerini görecekler…

“Yazıncaya kadar ne düşündüğümü bilmiyorum” der Joan Didion. Gerçekten de yazmaya başladığımda böyle bir yazının ortaya çıkacağını bilmiyordum. İşte yazmayı değerli kılan da bu…

Siz ne dersiniz?

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim