Yazmak… İnsanın kalbini, zihnini dış dünyaya bir pencere gibi açması… Bu pencereden temiz havanın ve güneşin içinize süzülmesi...
Bazen duygularınızı kontrol edebilmek ve rahatlamak için yazarsınız.
Bazen zihninizdeki karışıklıkları çözebilmek, analitik düşünebilmek ve bir çıkış yolu bulabilmek için yazarsınız.
Bazen dolduktan sonra taşmak, bildiklerinizi paylaşmak için yazarsınız.
Bazen karşılığında size bir ödeme yapılır, menfaat sağlarsınız yazdıklarınızdan.
Bazen bir bilimsel makaledir yazınızın içeriği. Ağır, sıkıcı ve basmakalıp ifadeler… Çok da okunmayacağını bilerek. Yüzlerce-binlerce atıf sizi aldatmasın…
Ancak emin olduğunuz bir şey var ki… Yazdıkça daha çok yazarsınız… Bir bağımlılık haline gelir. Ancak kafein ya da dopamin bağımlılığı gibi zararlı bir bağımlılık değil… Daha çok oksitosin gibi… Fazlası ve sürekli olanı zarar vermeyen. Hani dostlarla bir aradayken hissettiğiniz mutluluk ve rahatlama var ya… Tam da öyle…
En sıkıcı olanı ise mecburiyetten veya iş gereği yazılanlardır… Ruhsuz, sıradan ve belirli bir harf sayısını tutturmanız gereken yazılar…
En keyiflisi ise sadece kendiniz veya dostlarınız için yazdıklarınız… Kelime sınırı olmadan… Medium yazıları gibi… Bir kaç yüz veya bir kaç bin kelime olabilir yazdıklarınız… Ne kadar akıyorsa o kadar…
Bu tür yazıların az bir kısmını yayınlarsınız. Gerisini çok özel, kendi iç aleminizin aynası gibi görür ve kimseyle paylamazsınız. Acaba onlar da müstear bir isimle mi paylaşılmalı? Bugünkü ifadeyle anonim, nickname veya takma isim… Zor bir karar…
Ama her hâlükârda yazmalı insan. Çünkü söz uçar, yazı kalır.
Kendinizi anlamak için yazın. Anlaşılmak için yazın. Kendinizi tanımak, kendinizi tanıtmak, ifade etmek için yazın.
Bazen yazma arzusu ansızın gelir ve çok fazladır… Yanınızda bilgisayar veya kağıt-kalem olmaz. Cep telefonunuzu açar, yazar ve yayınlarsınız 20–25 dakikada. Cep telefonunuzu verimlilik için kullandığınıza sevinirsiniz. Bu yazı da öyle bir yazı işte…
Yazmak için ‘Yazar’ olmanız gerekmez. ‘Yazan’ olun yeterli…
Taşıp fayda sağlamayacaksanız dolmanın anlamı ne?
“Eğer aşırı düşünüyorsanız ‘yazın’. Yeterince düşünmüyorsanız ‘okuyun’. ” — Mike Crittenden
Aykut GÜL
Medium | Yazılarıma Ücretsiz Abone Olun | Medium’a Ücretsiz Katılın | Tüm Yazılarım | Yazılarım Hakkında | Youtube | Twitter
