Tolstoy’u Yeniden Keşfetmek

“Sadece Tanrı’ya inandığım anlarda yaşadığımı hatırladım… Yaşamak için Tanrı’nın varlığının farkında olmaya ihtiyaç duyuyordum. O’nu unutmaya ya da inkar etmeye göreyim ölüyordum.” — Tolstoy

Aykut Gül
3 min readJan 25, 2021

Uzun yıllar önce okuduğum Lev Nikolayeviç Tolstoy’un “İtiraflarım” adlı eserini bu kez, sabahın dinginliğinde sesli kitap olarak dinledim. Bazı yerleri defalarca geriye sarıp tekrarladım. O kadar çok etkilendim ki, daha sonrasında bir kez daha baskılı, kağıt üzerindeki haliyle okumaya karar verdim.

Kitapların farklı dönemlerde tekrar okunmaları gerçekten çok şey kazandırıyor. Tecrübeniz, bakış açınız, eğitiminiz, duruşunuz, hayatın akışı, yeni teknolojiler gibi bir çok şey değişmiş oluyor ve kitaptan kendinize sağladığınız katma değer katlanarak artıyor.

Tolstoy’un eserlerinin bir çoğunu okudum. Özellikle eserlerinde sürekli olarak hayatı sorgulaması, hayattaki anlam arayışı, Allah inancı; dinleri, bilimi, toplumdaki farklı sınıfları, zenginlik ve fakirliği, iyi ve kötünün mücadelesini konu edinmesi; bu konudaki kendi yaklaşımlarını zaman zaman eleştirmesi, yazarın yazılarını bir çok açıdan değerli kılıyor.

Bu konuda fikir vermesi bakımından “İtiraflarım” adlı eserinde yer alan şu çarpıcı bölümü paylaşmak istiyorum: “Sadece Tanrı’ya inandığım anlarda yaşadığımı hatırladım… Yaşamak için Tanrı’nın varlığının farkında olmaya ihtiyaç duyuyordum. O’nu unutmaya ya da inkar etmeye göreyim ölüyordum. Bu canlanma ve ölme de neyin nesi? Tanrı’nın varlığına olan inancımı yitirdiğimde yaşamıyorum. Şayet O’nu bulmaya yönelik içinde bir umut kırıntısı olmasaydı kendimi çoktan öldürmüştüm. Sadece O’nu hissettiğimde veya bulmaya çalıştığımda yaşıyor, gerçekten yaşıyorum. Daha ne arıyorsun diye haykırdı içimdeki bir ses. Bu “O”. “O”. Sonsuz yaşanılamayandır. Yaşamak ve Tanrı’yı bilmek aynı şeylerdir. Tanrı varoluştur. Tanrı’yı arayarak yaşadın mı, bir kez Tanrı’sız yaşayamazsın. Ve her zamankinden daha güçlü bir şekilde içimdeki ve etrafımdaki her şey aydınlandı. Ve bu ışık beni bir daha terk etmedi. Böylelikle intihar etmekten kurtuldum…”

Foto: Qijin Xu / Unsplash

“İnsan Neyle Yaşar?”, “İtiraflarım” ve “Hz. Muhammed” adlı eserleri, hayattaki anlam arayışı ve dinler konusunda çok kafa yorduğunu, bunun sıkıntısını çektiğini ve yaygın kanaat olarak nihayetinde İslam’ı kabul ettiği yönünde görüşler var. Çarlık Rusyası’nın bunu gizleme çabasına girdiğine ve SSCB döneminde de bunun devam ettiğine dair bir çok yazı mevcut. Çünkü Tolstoy’un Rus halkı başta olmak üzere tüm dünya halkları üzerinde büyük bir etkisi vardı ve İslam’a bir yöneliş olsun istenmiyordu.

Şahsen İslam’a teslim olduğunu düşünüyor ve temenni ediyorum. Çünkü bu yolda çok çabalamış, çok yalpalamış ve çok sorgulama yapmış bir usta yazar. İnşaallah hidayete kavuşmuştur son demlerinde de olsa…

Ölmeden kısa bir süre önce İslam’ı araştırdığı ve kabul ettiğine bir başka delil olan “Hz. Muhammed” adlı eseri, maalesef ki o yıllarda gizlenmiş ve basımı önlenmişti. Bu yönde çok çeşitli ve çelişkili iddialar var.

Çalıkuşu tarafından yayınlanan “Hz. Muhammed Gizlenen Kitap” adlı eserin tanıtım bülteninde Tolstoy’un şu muhteşem sözüne yer verilir: “…Bunu söylemek ne kadar tuhaf olsa da benim için Muhammedilik, Haça tapmaktan (Hıristiyanlık’tan) mukayese edilemeyecek kadar yüksekte duruyor. Eğer insan, seçme hakkına sahip olsaydı, aklı başında olan her bir insan, şüphe ve tereddüt etmeden Muhammediliği; tek Allah’ı ve onun Peygamberini kabul ederdi.”

Şimdi benim için Tolstoy’u yeniden keşfetme zamanı. İtirafları, sorgulamaları ve anlam arayışı çok değerli… Onu okumak, inançlarımızın ve değerlerimizin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösteriyor bize…

Aykut GÜL

http://aykutgul.medium.com

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim