Siyaset Üstü Olabilmek

Siyaset üstü konularda milli birliği sağlayabiliyor muyuz?

Aykut Gül
2 min readNov 24, 2021

Herkesin bir siyasi görüşü ve duruşu olabilir. Eğer aktif siyaset yapmıyorsa, bu görüşlerini, kendi özel alanı içerisinde konuşur, tartışır.

Siyaset, futbol takımı tutar gibi olmamalı. Sonuçta siyaset mekanizması, ülkenin belirli sosyal, ekonomik, kültürel ve stratejik hedeflere ulaşabilmesi için bir araçtır.

Aktif siyaset yapmıyor olmak, size, parti ayırımı yapmaksınız, doğru bildiğinizi söyleme imkanı sağlar. Ancak bir çoğumuz, siyaseti bilek güreşi olarak gördüğümüzden, derdimiz doğruyu bulmak değil, maalesef üste çıkabilme çabası oluyor.

Bununla birlikte siyaset yapmak da herkesin harcı değil. Saat kavramı olmadan, insanların mizacına göre şekillenip, çoğu zaman da bencilce olan taleplerine kulak verebilmek ve her konuda bir cevabı olmak gerçekten çok zor. Söylediğiniz her söz artık kayıt altında ve art niyetli kişilerce cımbızlanarak kasıtlı bir şekilde sosyal medyada dolaşıma girebiliyor. Siyasetçi her an bir linçe maruz kalabiliyor.

Velhasıl; siyaset önemli bir kurum, liyakatli olanlar bu görevi yapmalı ve asla bir meslek olarak görmemeli, sıkıntılı ve mesuliyetli bir iş olduğu kabul edilerek dikkatli olunmalı. Özellikle de bugünlerde, bu ülkenin değerleri ile bezenmiş, iletişimi etkili ve dijital araçlara hakim gençlerin siyasette olmasına ihtiyaç var.

Bu girişi yaptıktan sonra, ülke insanımızın bir kısmının, siyaset üstü konulardaki tavır ve tepkilerini bir türlü anlayamadığımı belirtmeliyim:

  • Ekonomik sıkıntılar, ülke gündeminin ilk sıralarına oturdu. Bu durum toplumun her kesimini etkiliyor. Ancak bu sıkıntıların ağırlaşmasına bu ülkenin vatandaşı sevinebilir mi? Doların 12–13 TL olması karşısında, “Daha bu ne ki? Yarın 20 TL olursa şaşırmayın!” derken sevincini gizleme ihtiyacı bile duymayanları anlayamıyorum.
  • Pandeminin neden olduğu ağır yüke rağmen yıl sonunda ekonomik büyümede iki haneli büyüme rakamının beklenmesinden rahatsız olanları, bu büyümeyi hormonlu nitelendirenleri anlayamıyorum. Peki neden dolardaki artışı hormonlu olarak görmezler?
  • Rekor ihracat seviyesini, sadece yüksek kurla açıklayan, hatta, “Neredeyse bedavaya satıyorsunuz” diyenleri nereye koyacağız? Kriz ortamında Borsa İstanbul nasıl yükseliş rekoru kırıyor? Yabancı yatırımcıların hala Türkiye’de yatırım yapma peşinde olmaları nasıl açıklanıyor?
  • Asgari ücret için uçuk rakamlar önerenlerin, daha sonra yüksek bir asgari ücret tespiti yapılabileceği ihtimali karşısında, sahnenin diğer tarafına geçerek, yüksek asgari ücretin enflasyonu körükleyeceğini söyleyenleri, acaba bu ülkenin vatandaşları mı bunlar diye sorgulamaz mısınız?
  • Ülkenin geleceği için her iyi proje karşısında “Ama” ile başlayan cümleler kuranları kimler anlayabiliyor?
  • Gezi olaylarında, göstericilerin iptalini istedikleri projelerin — Kanal İstanbul dışında — hepsi gerçekleştirildi. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, İstanbul Havalimanı ve inşası devam eden nükleer santral projelerinin yanlış olduğunu kim söyleyebilir? Yeşilden mega projelerin karşıtlığına evrilen o eylemler unutuldu mu?

Yukarıda yazdıklarımın muhatabı sıradan ülke vatandaşlarımız olamaz herhalde. Kurdaki bu yükselme normal değildir. Şimdi yumuşak karnımızdan vurulmak isteniyoruz. Önümüzde toplumsal açıdan zor günler olabilir. Dikkatli ve uyanık, milli ve yerli olmak zamanı…

Not: Olayların perde arkasını bir nebze de olsa anlayabilmek için John Perkins’in “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” kitabını tavsiye ediyorum.

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim