Startaê Team / Unsplash

Sivil Toplum ve Düşünce Üretimi

Aykut Gül
2 min readJul 3, 2022

--

Gün boyu bir çok ortamda ülke meseleleri üzerine konuşuruz. Büyük çoğunlukla da şikayetlerimizi dile getiririz. Nelerin yapılmaması gerektiğini rahatlıkla sayarız. Ancak neler yapılması gerektiğini çok azımız ifade eder. Neler yapılması gerektiğini söyleyenlerin ise nasıl yapılacağı konusunda genellikle bir fikirleri yoktur.

Eğitimin şart olduğu ile başlayıp devlet adamlarımızın maaşları üzerinden ekonomiyi kurtarmaya soyunuruz.

Ülkede sektörler, sosyal gruplar vb anlamda bir dengenin olduğunu iktidar olmayanlar anlayamazlar. Aldığınız her kararın, ülkenin her bir vatandaşı üzerine etkileri olacaktır. O nedenle politika yapıcılar, uygulacak politikaların sosyal ve ekonomik etkilerini çok yönlü olarak değerlendirirler. Büyük fotoğrafı göremeyen ve bu dengeler konusunda bir fikri olmayanlar rahatlıkla öneriler geliştirirler. Örneğin, asgari ücrete rahatlıkla uçuk zam oranları teklif edebilir, nispeten yüksek bir zam verilmesi durumunda ise işveren safına geçip üretim maliyetleri ve vergi yüklerinden bahsedebilirler.

Bu toplumda elbette hepimizin sorumlulukları var. Her birimiz kendi evimizin önünü temizlersek kirlilik en aza iner. Ancak problem, kendi işimizden çok başka alanlarla ilgili olarak, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamız ve bunu pervasızca her yerde dışa vurabilmemizdedir.

Ülkemizde bir çok meselenin çözümsüz kalmasında genellikle dikkatlerden kaçan bir kesim var: Sivil toplum kuruluşları (STK’lar).

Ülkemizde Batı’dan geri kalmayacak sayıda STK mevcut. Ancak bunların çok azı aktif ve amaçları doğrultusunda çalışıyorlar. Bir çokları da sıçrama tahtası olarak görür bu kuruluşları.

Fikir ve politika üreten STK’ların sayısı parmakla ifade edilecek kadar azdır ülkemizde. Think tank veya düşünce kuruluşu da denilen bu tür yapılar, siyasete doğrudan angaje olmadan politika üretmeleri gereken kuruluşlardır.

Bizim STK’larımızda ekip çalışması pek görülmez. Genelde başkanlarının tek adam yönetimi söz konusudur. İcraatlar, mali konular pek sorgulanamaz. Başkanın hazırladığı yönetim ve denetleme raporları usulen, incelenmeden üyeler tarafından imzalanır.

Kanarya sevenler türünden dernekleri saymazsak genellikle hayır faaliyetleri ile uğraşırlar. Bu alanda çok sayıda ihtiyaç sahibine ulaşmaları ve onlara dokunmaları takdire şayandır.

Ancak eğitim, kültür-sanat veya düşünce üretimi konusuna yatırım yapan STK yok denecek kadar azdır. Çaba gösterenlerin bir kısmı ise hükümet icraatlarını eleştirirler ama ortaya bir alternatif çözüm önerisi koyamazlar.

O nedenle STK’ların kamuoyunda pek fazla ağırlıkları da yoktur. Aslında demokrasi gerçek anlamda yaşatılmak isteniyorsa örgütlenme kültürü kazandırılmalı ve sivil toplum güçlendirilmelidir. Bu haliyle uygulanan demokrasi bir çok sorunun da kaynağını oluşturmaktadır.

Oysa ki bu konuda yeterli insan kaynağı ve teknolojik birikim fazlasıyla mevcuttur ülkemizde. Sadece lisansüstü öğrencilere burs karşılığı ve akademik camianın desteğiyle STK bünyelerinde çok az bir fon ihtiyacıyla bu tür çalışmalar başlatılabilir. Aslında helva yapmak için tüm malzemeler mevcut ancak tüm ihtiyacımız olan bunun farkına varmak ve iyi bir organizasyon yeteneğidir.

Aykut GÜL

Medium: https://aykutgul.medium.com
Youtube: https://www.youtube.com/c/AykutGül
Twitter: https://twitter.com/aykutguldijital

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim