Sabır

Sabır… Kemal Sayar hocamın ifadesiyle ‘bekleme sanatı’…

Aykut Gül
3 min readApr 27, 2023

Sabır, zor şartlarda olumsuz tepkilerde bulunmamak veya dayanıklılığını koruyabilmektir. Sabır, genellikle olumlu bir duygu, olgunlaşmış olmanın bir göstergesidir.

Sabırsızlık ise toyluğa, acemiliğe, aceleciliğe ve sonuçta sıkça hata yapmaya işaret eder.

Sabrın, tasavvuf eğitiminde önemli bir yeri vardır. Dervişin çilesi, şeyhinin verdiği görevleri yerine getirmesi, bunları yaparken nefsinin ve şeytanın azdırmasına karşı koyması… tüm bunlar sabrın sonucudur. Aslında asıl amaç, insan-ı kamil olma yolunda sabır vasfını kuşanabilmektir.

Kur’an-ı Kerim’de bir çok ayette sabır vurgusunu sıklıkla görürüz. “Allah, sabredenlerle beraberdir” (Bakara, 153) ayeti sabrı seçmek için en iyi neden değil midir?

Rabbimiz, bazen bizi korumak için bütün kapıları kapatır. Bunu olumsuz almamak, iyi düşünmek ve hayırlısını beklemek gerekiyor.

“İnsanın belli başlı iki günahı vardır, öbürleri bunlardan çıkar: Sabırsızlık ve tembellik. Sabırsız oldukları için Cennet’ten kovuldular, tembelliklerinden geri dönemiyorlar” diyen Franz Kafka’nın tespiti de oldukça ilginç…

Bir sıkıntı anında, kişi sabrettiğinde kazanır, sızlandığında ise sıkıntısı katlanır. Demiyor mu ki Hz.Mevlana, “Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı.”

Anadolu insanında, acele işe şeytanın karışacağı inancı hep olmuştur. ‘Teeni’ ile hareket etme hep tavsiye edilegelmiştir.

Sabrın ötesi var mı? Bedri Gencer bunu şöyle açıklar: "Başa gelene boyun eğmek, teslimiyetle karşılamak; sabır.. İleride olabileceklere rıza göstermeye hazır olma haline ‘tefviz’ denir."

Tevfiz, dini terminolojide şu şekilde yer bulur: Ku­lun, tüm iş­le­ri­ni Al­lah’a (cc) ha­vale et­me­si ve O’nun yap­tı­ğı her işi gö­nül hoş­lu­ğu ile kar­şı­la­ma­sı, hiç­ bir hususta ne dil ne de kalb ile O’na iti­raz et­me­me­si. Tes­li­mi­yet. Te­vek­kül anlamlarına gelmektedir (islamveihsan.com).

Hz. Eyüp (as), sabır timsali olarak bilinir. Servetini, evini, tüm çocuklarını ve sağlığını kaybetmiş, insanlar onu yalnızlığa terk etmişti.

“Bu da geçer ya Hû!” meşhur sözü de sabırla kazanmanın, psikolojik dayanıklılığın, her şeyin, her an akmakta olduğunun ifadesi…

Günümüzde, modernist insanın en belirgin özelliğidir sabırsızlık. İleri yaştakilerin, gençleri en çok eleştirdikleri konu. Ancak gençlik demek, delikanlılık demek; kanın kaynaması, yerinde duramaması demek…

Her anımızı en hızlı şekilde ve çok yoğun programlarla yaşamak amacındayız hep. Akademik hayatta, asistanlık yıllarımda, nadiren de olsa, işten uzakta geçirdiğim bir hafta sonu rahat edemez, bir şeyleri kaçırdığım hissine kapılırdım.

Conner Freeman / Unsplash

Modern toplumlarda, hayatın döngüsüne sabredemeyip, hep daha fazlasını elde etme çabası olarak karşımıza çıkar hız, acelecilik ve nihayetinde sabırsızlık… Özellikle dijitalleşme ile hıza çok alıştık. Sürekli iletişim, hızlı ulaşım, hızlı yemekler… hızlı, yüzeysel ve derinliği olmayan sohbetler… Eskiden en az sözle en mükemmel iletişimi, anlam birliğini gerçekleştirirken insanlar, bugün çok konuşmasına rağmen derdini anlatamıyor. Nedeni ise basit: Kimsenin dinlemeye sabrı yok…

Aslında modernist insanın, daha fazla başarı, daha fazla güç ve daha fazla servet elde edebilmesi için ihtiyaç duyduğu şey, hızdan çok yavaşlamadır… Daha sabırlı olanlar daha kazançlı çıkarlar… Müfit Can Saçıntı’nın dediği gibi “Domatesler acele etmezler!” Büyümek için belirli bir zamana ihtiyaç duyarlar.

Yine Saçıntı’nın şu tespiti de dikkate değer: “İnsan öleceğini, ömrünün kısa olduğunu bildiği için hızlı yaşamaya çalışır.”

Modernist insanın, tavsiyelerine çok değer verdiği Warren Buffett da, “Borsalar, sabırsız olanların, sabırlı olanlara paralarını transfer ettikleri yerdir” tespiti ile kapitalizmin tapınağı sayılan borsada kazanmanın anahtarının “sabır” olduğunu ifade eder.

Önemli olan çok geç olmadan sabır eğitimini tamamlamak. Sabır elbette ki zordur, insana acı gelir. Ancak nihayetinde meyvesi tatlıdır. Aksi halde Voltaire’nin dediği gibi, “İnsan beklemeyi, genellikle artık bekleyecek bir şeyi kalmadığı zaman öğrenir.”

Yazıyı, Kemal Sayar hocamızın çok sevdiğim bir sözüyle bağlamak istiyorum:

“Sabır, edilgenlik veya vazgeçiş değil, ‘bekleme sanatı’dır. Ne zaman harekete geçeceğinin idraki. Zamanı telaşla kovalamak yerine, âni tatmine direnerek, onun bize sunabileceği yeni imkanları gözlemek sanatı.”

Aykut GÜL

Dünya Gazetesi Köşe Yazılarım | Tüm Medium Yazılarım | Yazılarıma Ücretsiz Abone Olun | Medium’a Ücretsiz Katılın | Yazılarım Hakkında

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim