Okumak ve Akletmek

Okumadan geçen üç günden sonra konuşma tadını kaybeder. — Çin Atasözü

Aykut Gül
5 min readSep 29, 2020

--

Foto: Aaron Burden / Unsplash

Okumak… Yüce Rabbimizin kitabındaki ilk emri olduğu için okumak… İki günümüzün birbirine eşit olmaması için okumak… Kamil insan olmak için, güçlü müslüman olmak için, veren el olabilmek için, etrafını aydınlatabilmek için okumak…

Pandemi döneminde bir kısmımız sürekli olarak şikayet etti. Hatta isyan etti. Ümitsizliğe düştü. Sosyal ve iş yaşamı kötüleşti. Psikolojik sorunlar yaşadı.

Bir kısmımız ise sabretti. Elindekilere şükretti. Sağlığına, kazancına, ailesine… Sahip olduğu her şeye… Ve pandemi dönemini fırsata çevirdi. Pandemi öncesi yapamadıklarını bu dönemde yaptı. Kendini bir çok yönden geliştirdi.

İyimser her belada bir fırsat, kötümser her fırsatta bir bela görür. — Anonim

Rabbimiz şer gibi görünen bir çok şeyi hayra tebdil eder. Pandemi, bizim kontrolümüzde olan bir olay değil ancak ona karşı olan tutumumuz, sonucun hayır veya şer olmasını belirleyecektir.

Okuma, bu fırsatların başında geldi. Neredeyse haftada bir kitap bitirenlerimiz oldu. Hatta özetleyen ve bunları paylaşanlar…

Pandemi dönemi yazın sonunda nasılsa biter beklentisi yerini daha da uzun sürebilecek zorlu bir dönem beklentisine bıraktı. Geçmiş pandemi döneminde yapabildiklerimizi ve yapamadıklarımızı iyi değerlendirerek yeni dönemi iyi planlamamız gerekiyor.

Giderek önemini kaybeden diploma yerine artık yeterlilikler ön plana çıkıyor. İş başvurularında, diplomanıza daha az bakılıyor, sahip olduğunuz nitelikler, tecrübeler, gerçekleştirdiğiniz projeler daha çok dikkate alınıyor.

İşte bu noktada kendimizi yetiştirmek için en etkili yol okumak olarak karşımıza çıkıyor. Aslında okumak, yaşam boyu öğrenimin ta kendisi…

Üniversiteye yeni başlayan bir öğrenci düşünün. Uzaktan eğitimle ne derece yeterli hale geleceği tartışmalı. Ancak bu öğrenci şimdiden haftada bir kitap bitirme planı yaparsa, mezuniyetine kadar iki yüz kitap okumuş olur. Bu ise üniversite diplomasının yanına bir kaç değerli diploma daha eklemek anlamına gelir.

Aile bireylerinin neredeyse tamamının evde olacağı bu dönemde, evi bir okul haline dönüştürmek mümkün. Buna aile okulu da diyebilirsiniz. Birlikte okumalar yapabilir, tartışabilir, yazabilir ve yeni beceriler kazanabilirsiniz. Hep eleştirilen sınav kaygısını aile okulunda yer vermeden.

Gençlerimizin en çok ihtiyaç duyduğu kazanımları okuma sağlar. Okuma ile daha aktif bir beyin, analitik düşünce, etkili ifade gücü, konuşacak bir şeylere sahip olabilme, güçlü hafıza, odaklanma becerisi, sözlü ve yazılı iletişim becerisi, iç huzuru ve daha az stres mümkün olabilmektedir. Kitap okuma sayesinde, “Boş zamanlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?” sorusu anlamını yitirir.

Okumayan kişi, okumayı bilmeyenden daha iyi durumda değildir. — Stephen R. Covey

Bu aşamada, okuma hakkında yanlış bilinen bazı noktalara değinmek yararlı olur. Okumak, ne olursa olsun her şeyi okumak demek değildir. Zamanımız ve dikkatimiz son derece kısıtlı ve oysa ki okunabilecek çok materyal var günümüzde. Önemli olan kendimizi hangi alanda yetiştirmek istediğimiz ve ona göre seçimler yapmamızdır. Diğer bir ifadeyle, okuyacaklarımız konusunda seçici olmak, onları önceliklendirmek ve bir plan dahilinde bilinçli okumak gerekir.

Ayrıca, özellikle gençlerimizi zehirleyen bir çok yayın da mevcut. Bu tür yayınların okunması ile gençlerimizin ne tür ortamlara sürüklendiğini üzülerek görüyoruz. Bu konuda eğitimcilerimizin ve rol modellerimizin gerekli uyarıları yapması, okumayı amaç haline getirmeyip onun kişisel gelişim için bir araç olduğunu anlatmak gereklidir.

Aynı anda bir kaç farklı kitaba da başlanabilir. Günün farklı zamanlarında ve ortamlarında farklı kitaplar okunabilir. Yatmadan önce, seyahatte, masa başında, sabah veya akşam saatlerinde okunacak kitaplar ayrı ayrı olabilir. Kimi kitaplar ağırdır (felsefi, bilimsel vb), kimi kitaplar ise hafiftir (tarih, roman, hikaye vb). Bazısını dinlenmek için, bazısını uyuyabilmek için okursunuz. Bazısını ise masa başında, elinizde kağıt-kalem olduğu halde, notlar alarak, işaretler koyarak, dönüp tekrar okuyarak, özet çıkartarak, tam konsantre bir halde okursunuz.

İyi kitabı seçmenin yanı sıra, size bir şeyler katabilen kitaplar daha değerlidir. Eğer okuduğunuz bir kitap, sizde davranışsal açıdan iyi yönde bir değişime neden olmuyorsa önceliklerinizi yeniden gözden geçirmelisiniz.

Bu konuda, Mortimer J. Adler’un “How to Read a Book: The Classic Guide to Intelligent Reading — Kitap Nasıl Okunmalı: Zekice Okumak İçin Klasik Rehber” kitabı okunabilir.

İyi kitap dendiğinde, onların kaçını hazmettiğinizden ziyade, onların kaçının sizin içinize işleyebildiğidir önemli olan. — Mortimer J. Adler

Günümüzde dijital ortamlarda okuma da çok yaygınlaştı. Bu konuda kağıdı tercih edenler çoğunlukta olmakla birlikte, sanırım hibrit bir yol izlenebilir. Kağıt baskı, odaklanma ve aktif okuma açısından daha etkili olabilir. Dijital okumalarda ise zaman ve mekan bağımlılığı olmadan, taşıma sıkıntısı yaşamadan, daha kolay arşivleyerek okuma yapmak mümkün. O nedenle, eskiyi reddetmeden, değişime de direnmeden, bulunduğumuz şartlara göre hangisi daha uygun ise onu kullanmak en iyisi.

Eğer uyumak için değilse, çok rahat bir koltukta okumak veya yatarak okumak çok iyi sonuç vermeyebilir. En güzeli, ibadet eder gibi, huşu ve sükunet içerisinde, acele etmeden okumak.

Kitap okuma ile aslında süreç tamamlanmıyor. Bazı kitaplar, özetlenir, başkalarına anlatılır, tekrar tekrar okunur. Ancak daha da önemlisi hayatınıza uygulamanız. Tony Robbins’in dediği gibi,

Önemli olan ne yapacağını bilmek değil, bildiğini yapmaktır.

Dale Carnegie de aynı konuya vurgu yapar:

Bilgi, uygulanıncaya kadar güç değildir.

Özellikle düzenli yazarak, okuduklarınızı kendi analitik düşüncelerinizle ifade edebilirsiniz. Yazarken bir çok eksiğinizin farkına vararak o konularda daha derinlemesine okumalar yapmak ihtiyacı hissedersiniz. Günlük tutma, blog yazma veya sadece kendiniz için bir deftere notlar alma önemli ve gerekli yazma faaliyetleridir.

Bir yıl kadar önce hazırladığım ve aşağıda verdiğim zihin haritası her şeyi özetler mahiyettedir.

Okuma Zihin Haritası, Kaynak: Yazar (büyütmek için resme tıklayınız)

Tüm bunları yapabilmek için, mümkünse sıfır sosyal medya, minimum haber takibi, gerektiği kadar ekran kullanımı öneriyorum. Yani daha fazla okumak için dijital sadeleşmeye gitmek zorundayız. Bu tabii ki kolay olmayacaktır. Çünkü okumak ile elde edeceklerimiz uzun dönemlidir. Oysa ki dijital ortamlar, haz ve ödülü size peşin olarak sunarlar ve siz bunu ücretsiz aldığınızı zannedersiniz. Sizden alınan şey, en sınırlı servetiniz olan ilginizdir.

Manevi gelişim açısından da Kur’an-ı Kerim’i; ağır ağır, huşu içinde, tefsirini de okuyarak, anlayarak, notlar çıkartarak, skor (hatim) kaygısı ile değil, hayatımıza uygulama gayreti ile okumalıyız.

Konu ile ilgili makale önerilerim:

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim