Modernist İnsan
“Rahatlıkla mutluluk olmaz. Mutluluk acıyla elde edilir. İnsanoğlu hayata mutlu olmak için gelmemiştir.” — Dostoyevski
Modernist insan;
- Kibirlidir. Demokrasiyi şiddetle savunur. Ancak kendi oyu diğerleri ile bir olmamalıdır.
- Giderek esareti artarken özgürleştiğini zanneder.
- Dünya kaynaklarını en çok tükettiği halde sıkı çevreci olduklarını iddia eder.
- Daha çok tüketmek, sınırsız tüketmek yaşam felsefesidir.
- İhsan Fazlıoğlu’nun, “Sahip olduğum her şeyi yitirdiğimde beni ayakta tutacak olan nedir?” sorusuna cevabı yoktur.
- Hareketsizdir. Sağlıksız beslenir, çok fazla hazır gıda tüketir ve bu yüzden obezdir.
- Hiç bir şey yapmadan, sadece yeşili, maviyi, gökyüzünü temaşa edebilmeleri mümkün değildir.
- Sessizlikten rahatsız olur. Evde izlemese de televizyon açıktır. Değilse bir gürültü kaynağı mutlaka bulunur ve adına da fon müziği denir…
- Yalnızlığı sevmez. Bu yüzden gece evde yalnızken tüm ışıkları açar ve elektronik bir ses olsun ister.
- Onun için yalnız kalmak, kendiyle baş başa olmaktır. Kendi düşüncelerine, iç sesine, vicdanına kulak vermek demektir.
- Yalnızlıktan korkar ancak aile kurmanın sorumluluğunu da almaz. İstediğinde kapıya koyabileceği kedi-köpek sahipliğini tercih eder. Alexis Carrel, “Ailenin bozulması, modern hayatın psikolojik ve maddi şartları, huzursuz bir neslin yetişmesine sebep olur. İnsanlar, çocuğa huzursuzluk ve bela gibi bakıyor; işte batı kendi kendini böyle bitiriyor” sözünü tam da ona söylemiştir.
- Yavaş okuyamaz, yavaş araç kullanamaz, yavaş yemek yiyemez, yavaş çalışamaz… Daima hızlı, daha hızlı…
- Geçmişte hiç olmadığı kadar her şeyden haberdar. Hiç bir dönemde insanoğlu bu kadar haber bombardımanına maruz kalmamıştır.
- Çok bilir ancak az düşünür. Az fikir üretir.
- Sosyal medyadan, bir fenomenden veya bir köşe yazarından aldıklarını olduğu gibi aktarır. Kendine ait fikri yok denecek kadar azdır.
- Tavşanın gözüne tutulan fenerden donup kalması gibi, uyanık kaldığı saatlerin yarısını ekranlara bakarak geçirir.
- Dostoyevski’nin, “Rahatlıkla mutluluk olmaz. Mutluluk acıyla elde edilir. İnsanoğlu hayata mutlu olmak için gelmemiştir” sözünü anlayamaz.
- O nedenle hep haz peşinde koşar. Alınteri ile değil kolayca kazanılan haz bağımlılık yapar. Her defasında daha fazlasını ister… Ancak bunun sonu gelmez ve nihayeti tükenmişliktir.
- Sadi Şirazi’nin, “İnsan, bir kaç damla kan ve bin bir endişedir” tanımına tıpa tıp uyar.
- Meyvesini yiyemeyeceğini düşündüğü fidanı asla dikmez. Bencildir.
- Seneca’nın, “Ölüm, her şeyi eşit kılar” sözü kabusudur.
Aykut GÜL