İyiliğe Bahane mi Var?

“Sizin davranışlarınıza bakıp da Müslümanlığa özenen kimseler yoksa, imanınızı gözden geçirin.”

Aykut Gül
3 min readMar 26, 2021
Foto: https://www.bidunyahaber.org

Bir çoğumuz küçük çaplı da olsa STK çalışmalarına katılmak, her gün en az bir iyilik yapmak için gayret gösteriyoruz. Bu çalışmaların Allah’ın rızasına vesile olabileceği umudu olmuştur hep içimizde. Ancak TRT2'de “Meleklerin Koruyucusu — Guardian of Angels” filmini izledikten sonra, tüm iyilik anlayışımızı gözden geçirmemiz gerektiği kanaatine vardım. Dünyada, iyilik yaptığının farkında olmadan, iyilik hareketlerine öncülük eden Allah’ın öyle sevgili kulları var ki, başımızı kaldırıp yüzüne bakmaya utanmamız gerekebilir.

TRT World’ün yapımcısı olduğu, orijnal dili İngilizce ve Türkçe altyazılı, 2018 yapımı, Ensar Altay’ın yönetmenliği ve senaristliğinde, ABD’de çok ses getiren ve bir çok ödüller alan muhteşem bir film.

Muhammed Bzeek, 1989 yılında çalışmak için gittiği bu şehirde Amerikalı Dawn ve onun aile geleneği olan “koruyucu aile” kavramı ile tanıştı. Bu kelime, hayatının geri kalanını oluşturacaktı artık. 1995 yılında eşi ile aldıkları bir karar üzerine evlerinin kapılarını; ölümcül hastalığı olan, sevgisiz, kimsesiz onlarca çocuğa açtılar. Bu ev ile hastaneye terkedilen kimsesiz çocuklara; ev denilen yerin güvenliğini, zor zamanında yanında olan biri hissini ve aile şefkatini verdiler, hayat oldular, can oldular. 1989 yılından bugüne yaklaşık 80 çocuğu evlerine aldılar. Bu çocukların 40 tanesi ölümcül hastaydı ve onlar için ümit yoktu. Bu 80 çocuktan 70 tanesine sevgileriyle can verdiler… Bu kimsesiz çocukları hastaneden evlerine getirdiklerinde çoğunun isimleri dahi yoktu. Bzeek, bu çocuklara Müslüman isimler verdiğini, Müslüman olarak yetiştirdiğini ve öldüklerinde onları İslami usüllere göre defnettiğini söylüyor. Doktorların ‘ümit yok, en fazla iki hafta içinde ölecek’ dediği çocuklarıyla bile hâlâ iletişimi devam ediyor. O çocuklardan bazıları şu an üniversiteye gidiyor, bazıları evlendi ve hatta bazılarının çocukları bile var (Feyza Görür, bi’dünya haber).

Foto: https://www.bidunyahaber.org

Muhammed Bzeek, müslümanların terörizm ile eşleştirildiği, dehşetli bir önyargının olduğu bir ülkede insanlık dersi veren bir sabır ve sevgi timsali.

Eğer Muhammed Bzeek’in yaptığı iyilik ise biz hiç iyilik yapmıyoruz. Anne ve babasının bakmayıp bakım evlerine, hastanelere terk ettiği, kısa zamanda ölümü beklenen çocukları alıp kendi evinde, gece-gündüz demeden her türlü ihtiyaçlarını karşılayan ve bunu sadece ve sadece Allah rızası için yapan müstesna bir şahsiyet. En az Amerikan vatandaşları kadar bizlere de ders olmalı.

İyilikte amacımız, en zor ulaşılana ulaşabilmek, dokunulmayanlara dokunabilmek, insanların aşağı gördüğü marjinal kesimlerle temas edebilmek olmalı. Bunun öngörülmeyen bir çok sonuçlarını da zamanla elde ederiz. Muhammed Bzeek’in, yaptığı bu çabaların sonucunda elde edilen ve eminim kendisinin hiç öngörmediği bazı önemli sonuçlara da burada işaret etmek istiyorum:

  • Merhametin yüceliği
  • İslam’ın merhamet dini olduğu
  • İslam’ı terör ve şiddetle özdeşleştirmeye çalışanlara milyarlarca Müslümandan daha iyi cevap verebildiği
  • Kısa zaman içinde ölür denilen çocukların sevgi ile yaşatılabilecekleri
  • İyiliği sadece vicdanımızın sesini susturmak, belalardan kurtulmak için değil, insan olmanın bir gereği olarak ve sadece Allah rızası için yapmak gerektiği
  • Annelerin bile evlatlarını terk edebildiği haz ve hız toplumunda bazı değerleri yaşatmak için örnek olmak gerektiği
  • Devletin toplumsal her sorunu çözmede yeterli olamayacağı, bazı meselelerin STK’lar veya tek başına bireyler tarafından kapatılmasının gerekliliği

Filmin sonunda, iyilik anlayışım tamamen değişti. İyi olmak için bahane, mazeret ve gerekçe olamayacağını anladım. Arayan, gerçekten de bulurmuş. İyilik, yardım ve sevgi içinizde varsa, sabahları bir şeyler yapabilme heyecanıyla uyanabiliyorsanız, o zaman karşınıza o kadar çok fırsat çıkıyor ki! Aksi durumda yanı başınızdaki ihtiyaç sahiplerini bile göremeyebiliyorsunuz.

Çocuklarını; devlet baksın, kendilerine yük olmasın, yaşı geldiğinde de devlet memur olarak atamasını yapsın diye yetiştirme yurtlarına bırakan ailelerin var olduğu bir bir İslam ülkesi düşünün. Gerçekten iyilikte de, kötülükte de sınır yok insan için. İyiyi, iyiliği tercih edebilmek hem çok kolay hem de çok zor. Bu dünya boşuna imtihan dünyası değil. Herkes seçimini yapabilecek cüzi iradeye sahip.

Aşağıdaki bağlantıdan filmin fragmanını izleyebilirsiniz.

Filmin fragmanı

Filmi izledikten sonra okuduğum bu konu ile Feyza Görür’ün iki güzel yazısını da aşağıya ekledim:

“İyilik erdeminin bir fazlası, iyilik ettiğini fark etmeden iyilikte bulunmaktır. En hafif bir benlik rüzgarı dahi esmeden, doğal, sessiz ve zarif.” — Kemal Sayar

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim