Sosyal hayatta ilişkiler, bağlantılar çok daha sıkı ve iç içe girmişti bir zamanlar. Modernist insanın, kendi ayakları üzerinde durabilen, kimseye muhtaç olmayan birey olma arzusu giderek şiddetleniyor…
Tek başına, bencilce, sadece kendi sorumluluğunu üstlenen Batılı yaşam tarzı… Ülkemizin batısından doğusuna doğru hızla yayılıyor.
Olması gereken, başka insanlara da ihtiyaç hissedebilmek.
Bunu hissettiğinizde, başkalarından da “isteyebildiğinizde”, onların da size yardım etmelerine, iyilik yapmalarına fırsat vermiş olursunuz.
Aynı şekilde başkalarının da size ihtiyaç duymasını ve rahatlıkla isteyebilmesini sağlamanız, sıkı bağlar kurmanızı sağlayacaktır.
Zaten siz isterseniz, onlar da sizden isteyebilirler, bunun yolu açılmış olur.
İsteyememenin bir nedeni de kibir olabilir. Rabbimiz buyuruyor ki, “Şüphesiz insan kendini yeterli gördüğü için azar” (Alak, 6–7).
Kibrin sonrası azmaktır, felakettir. İstemek ise alçakgönüllülüktür.
“Kibir, insanı yalnızlığa mahkûm eder.” — Hz. Ali
Modernist insanın çoğu probleminin kaynağı, ilişkide olduğu insan sayısının bir elin parmaklarını geçmemesi. Bunların da çoğu iş arkadaşları... İçini açabileceği, gecenin bir yarısı, başı dara düştüğünde rahatlıkla “alo” diyebileceği bir kişi yoktur hayatında...
Bunun bir diğer nedeni de konfor ve dijitalleşme. Kimse kimsenin yükünü çekmek, ikram masrafına ve meşakkatine girmek istemiyor artık. Dijital bağımlılık, hızlı yemekler ve abur cuburlar, giderek yalnızlığı artırıyor. Bize gerçek huzuru sağlayacak olan sosyal ağımızı her geçen gün kaybediyoruz.
Buna evliliklerin azalmasını, evlilerin çocuk yapmak yerine kedi, köpek almayı tercih etmelerini, akrabalarla ilişkilerin kesilmesini, yaşlıların huzurevlerine bırakılmalarını da ekleyebilirsiniz.
Bir zamanlar daha çok okurduk ve yalnızlığı hissetmezdik. Okumanın yalnızlığa iyi gelen bir ilaç olduğunu unuttuk.
Yapay zeka kontrolündeki robotların evlerimize girmesi ve metaverse alemine geçişle birlikte sanırım asıl yalnızlığı o zaman deneyimleyeceğiz. Robot eşlerimizle sohbetlerin derinliğini (!) hissedeceğiz.
Küresel kasırga çok sert geliyor... Önünde durmak zor. Korunaklı alanlarda, geleneklerimize ve değerlerimize sahip çıkmalıyız. Aksi halde insanlığı büyük bir yıkım bekliyor…
“Günümüzde yalnızlık artık ‘yeni yoksulluk’tur. İyi beslenmiş insanların açlığı. Çağımızın ruhsal sorunlarını geriye doğru sardığımızda, yeme bozukluklarından alkolizme, depresyondan intihara dek yalnızlığın ayak izlerini bulacağız.” — Kemal Sayar
Aykut GÜL
