İnandığım Yolda İnandığım Kişilerle Yürümek

“Yürümek” ya da “yürüyememek”… Huzuru yakalayabilmenin sırrı burada gizli…

Aykut Gül
2 min readApr 13, 2021

Muhyiddin Şekur’a atfedilen çok sevdiğim bir söz: “Dervişe sormuşlar; huzur ve mutluluk nedir diye? İnandığım yolda inandığım kişiyle beraber yürümek demiş.”

İnandığımız yoldan eminiz, en ufak bir şüphemiz yok Elhamdülillah. Birlikte yürüdüğümüz insanlar da son derece ihlaslı ve samimi… Yol ve yoldaş tamam. Peki sorun ne? Yukarıdaki ifade üzerinde düşündüm ki geriye sadece “yürümek” kalıyor… ya da “yürüyememek”.

Evet, sanırım meselenin kaynağı bu üçüncü unsurda gizli. Yürüyemiyoruz, hatta ayağa bile kalkamıyoruz çoğu zaman. Özellikle pandemi ile iyice üzerimize çöken tembellik ve atalet bizi öldürüyor.

Artık bu rehaveti atmanın zamanı çoktan geldi. Önce kendi üzerimizden atacağız, sonra etrafımızı da motive edip, inandığımız yolda birlikte yürüyüşe geçeceğiz. Yeniden “Bismillah” diyerek, bu kutsal ayı da fırsat bilerek, hep birlikte eyleme geçeceğiz.

Bu davanın, bu coğrafyanın yükü çok ağır. Sadece kendimizi kurtarma gibi bir seçeneğimiz yok. Birlikte yola çıkmak ve hedefe birlikte varmak. Düşeni kaldırmak, gerekirse sırtımızda taşımak.

Eğitimde, sivil toplum faaliyetlerimizde, ibadetlerimizde, bilimsel çalışmalarda, fabrikalarda… Her alanda patinaj yapıyoruz. Sonra da ilk eleştiriyi devletimize yöneltiyoruz. Pandemide biraz kapansak “Açız!” diye bağırıyoruz; biraz gevşetsek “Hastaneler doldu!” diye feryat ediyoruz. “Z kuşağı” hep isyanda ve atarlı; eskiyi, zorlu yılları hiç bilmiyorlar. Biraz entellektüel olanlarımız ise ya ülkeyi terk ediyor ya da terk etme tehditinde bulunuyor.

Mısır’dan Kudüs’e gitmek üzere yola çıkan ve ibretlik bir çok hikayeye konu olan İsrailoğullarının seferi. Üç peygamberin önderliğinde çıkılan yolda sayısız ibretlik hikayeler… Hz Musa ve Hz Harun’un yolda vefat ettikleri ve Hz Yuşa (Aleyhimüsselam) komutasında nihayet Kudüs’e girmeleri… Nankörlük, isyan, itaatsizlik ve şükürsüzlük örnekleri. Birlikte yürüyorlar ama bazen yürüdükleri yol arkadaşlarında sorun var. Hepsi bizim için… ibret almamız ve o hataları yapmamamız için. Ramazan ayı, tüm bunları tekrar okumak ve tefekkür etmek için güzel bir fırsat.

Bu yazıdaki “yürümek”, anlaşıldığı üzere fiziksel yürüme değil, inandığın dava uğruna, bir ömür boyu çileli bir maratonun ta kendisidir. Bu yolda yürümek; sabahlara kadar uykusuz kalmak, masa başında farkında olmadan saatler boyu çalışabilmek, sabretmek, diğergam olmak ve her şartta şükredebilmektir.

Belki de yürüyemiyorsak, yeni kararlar almalı, aynı hedefe giden ama farklı bir yolu denemeli… ama çok geç olmadan.. bir an önce…

Bugün, hemen harekete geçmeli. Biz bir adım attığımızda Rabbimiz bize on adım gelecektir (mecazen). Müslüman olduğuna dair bir çok işaretler bulunan Goethe’nin dediği gibi, “Kişi bir şeye kendini tamamen adadığında, Allah da onun için harekete geçer.” Ve yine unutmayalım ki, “Yarın diyenler kaybetti…”

Aykut GÜL

Tüm yazılarım için tıklayınız.

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim