Jeffrey Riley / Unsplash

“Hiç Kimse Masum Değil” mi?

“Sınanmadığın günahın masumu değilsin.” — Hz. Mevlana

Aykut Gül
2 min readJul 1, 2023

--

Geçenlerde bir dostum aradı. Değişen toplum yapısı, insanların bencilliği ve inançların deformasyonundan bahsederken, etrafındaki hiç kimsenin masum olduğunu düşünmediğini söyledi.

Ben de hemen, hata ve günahlardan korunmuş olanlar dışında insanoğlunun zaten günahkar olduğunu, neden bunu söylemeye ihtiyaç duyduğunu sordum.

Aslında kastının büyük günahlar olduğunu ve bu günahların masumiyet görünümlü maskeler altında yapıldığını kastettiğini anlamıştım.

İlahiyatçı değilim ama melekler, peygamberler ve akıl baliğ olmamış — sabi — çocuklar masumdur. Hatta küçük çocuklara “masum” diye hitap etmez miyiz? Peygamberlerin ismet sıfatı da temiz ve günahsız olduklarını niteler.

Ehl-i sünnet inancına göre, peygamberlik görevinden sonra masumiyet vaciptir. Bundan sonrası beni aştığı ve konu dışına taştığı için dini ilim boyutunu derinleştirmiyorum.

Sonra dostuma şunu ifade etmeye çalıştım dilim döndüğünce… Hepimiz günahkarız. Şeytan ve nefis bir şekilde bizi günaha yöneldiriyor. Önemli olan günahları küçük ve basit görmemek ve gönülden, samimiyetle tevbe etmek.

Eksiğini, yanlışını, günahını kabul etmemek en büyük sıkıntı… Günahın normalleşmesi ya da kabullenilmemesi, bin bir mazeret uydurulması en büyük sorun…

“Büyük günah, senin kolaylıkla işleyebildiğin günahındır” der Hz. Ali (ra). Bunun üzerinden örneklendirmeye çalıştım dostuma… Buna göre, küçük görünen günahlar da gün sonunda büyük günahlar olarak defterimize kaydedilmiyor mu?

Sonuçta, kime ait olduğunu bilmediğim, “Küçük gördüğün günah büyük; büyük gördüğün günah küçüktür” sözü önemli bir ölçü veriyor bize… Demek ki eylemlerimizden ziyade, bizim ona karşı olan tutumumuzdur önemli olan…

Bir diğeri; suç işleyen, hataya düşenleri kolaylıkla eleştiriyor ve kınıyoruz. Acaba kınayan kişi, aynı durumda nasıl davranırdı? Hz. Mevlana’nın dediği gibi, “Sınanmadığın günahın masumu değilsin.”

Bir diğer konu da, kişinin yıllar önce işlediği bir suçun üzerine yapışıp kalması ve toplumda ona göre değerlendirilmesi. Ancak gerçekten pişmanlık duyan ve bir daha işlememek azim ve niyetiyle tevbe eden kişinin o günahını Rahman ve Rahim olan Allah affedecektir. O halde, “Kimseyi kınama. Günahından haberin olabilir ama tövbesinden haberin olmaz” (Hz. Mevlana).

Son olarak, Simone Weil’in dediği gibi, “Bütün günahlar, boşlukları doldurma çabalarıdır.” Modernist insanın boşluğu çok olduğundan ve ekranlar başında — çok masum gibi görünse de — geçmiş kavimlerin helak sebebi olan tüm günahları işlediklerinden, işin boyutunun son derece vahim olduğunu söyleyebiliriz…

Bunları konuştuk bir süre daha... Sanırım hem fikir olduk.

Ancak biliyorum ki onun kastı, şeytanlaşan, her türlü günaha battığı halde, hatalı olduğunu kabul etmeyen, dahası en temiz olarak kendisi gören insanlardı.

Diğer bir ifadeyle, günahları katmerleştiren “kibir” hastalığı en büyük tehlike…

Bu vesile ile konuyu kaleme almış ve sizlerle de paylaşmış olduk. Yorumlarınızla zenginleştirebilir, eksiklerimiz konusunda uyarıda bulunabilirsiniz.

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim