“Hayır Diyememek” Sizin İçin de Problem mi?

Zaman yönetiminde, “Hayır diyememek” olarak ifade edilen, zaman kaybına yol açtığı için eleştirilen ve bizim bir zayıflığımız olarak gösterilen bu husus, son derece bencilce ve yardımlaşma kapısını tamamen kapatan bir anlayıştır.

Aykut Gül
2 min readJan 9, 2021

Kişisel gelişim seminerlerinin, kitaplarının ve kurslarının patlama yaptığı bir dönemdeyiz. Kişisel gelişim, olumlu bir çaba olmakla birlikte Amerikan kapitalizminin hastalıklarını içinde barındırdığında bazı sıkıntılara da beraberinde getirmekte.

Bizim kadim kültürümüzde ve geleneğimizde var olan insani değerlerin ana amaç olarak alındığı bir beşeri gelişim her zaman övülmüş, değerli bulunmuş ve özellikle tavsiye edilmiştir. Ancak Amerikan ve Batı tarzında, öncelik kişinin kendi çıkarlarında. Ego çok fazla öne çıkartılır. “Önce sen”, “Güç senin içinde”, “Ne istersen o olur”, “Yeter ki iste” gibi mottolarla başlar ve devam eder.

Bu kişisel gelişim süreçlerinin en önemlilerinden olan “zaman yönetimi”nde, zaman tuzaklarından birisi olarak gösterilir “hayır diyememek”. Eğer güçlenmek, başarılı olmak, başkalarına ihtiyaç duymamak istiyorsanız sadece siz varsınız ve başkalarından gelen taleplere “hayır” demelisiniz. Başkaları dediğimiz, iş arkadalarımız, yakınlarımız, komşularımız, akrabalarımız ve hatta ailemiz olabilir. Bunların bizden yardım talebinde bulunmaları son derece normaldir. Bunların dışında kalan, belki de tanımadığımız, düşkün, yoksul, hasta ve engelli insanların da…

“Hayır diyememek” maddesiyle zaman kaybına yol açtığı için eleştirilen ve bizim bir zayıflığımız olarak gösterilen bu husus, son derece bencilce ve yardımlaşma kapısını tamamen kapatan bir anlayıştır.

Elbette iş veya özel hayatınızın şartları gereği zaman zaman “hayır” demeniz gereken durumlar olabilir. Ancak bu konuda katı bir tutum ortaya koymamız, insani olarak size zarar verir ve hatta dünyevi çıkarlarımız konusunda bile gelecekte ihtiyaç duyduğumuz desteği bulamayabiliriz.

Aracımla bir toplantıya giderken bir radyo programını da dinliyordum bir yandan… Programın konusuydu “hayır diyememek” ve dinleyicilerden de soru ve yorum alıyorlardı. Dinleyebildiğim on dakika içinde, yukarıdaki yazıda belirttiğim beşeri unsurlar hiç yoktu. İnsanlar “hayır diyememenin” tüm negatif örneklerini sergileyerek bencilliğin, kendi çıkarlarını öne almanın olumlamalarını yaptılar. Ya gerçekten bencil bir toplum olduk ya da kişisel gelişimciler bu anlamda çok başarılı oldular. Ancak kanaatim şu ki, insanımız bu konuda şikayet ve serzenişte bulunsa da, yardım duygusunu içlerinden atamıyorlar.

Yardımlaşma, hayır etkinlikleri, veren el olabilme çabaları her zaman övgüye değer. Kişisel gelişim eğitimlerinde revizyonlar yapılmalı, Batıdan çeviri usulü ile bize uygulamadan önce kendi değerlerimizi ve kültürümüzü dikkate alarak uyarlamalar yapılmalıdır. Aksi halde, “Yeni nesil neden bencilleşti?”, “ Nereye gidiyoruz?”, “Neden böyle olduk?” diye sorular dururuz.

Aykut GÜL

http://aykutgul.medium.com

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim