Hareket, eylem, meşgul olmak, ataletten kurtulabilmek, başlangıç yapabilmek ve verimlilik anahtar kelimelerini içeren bir medium yazım yayınlanmıştı geçtiğimiz yılın Temmuz ayında… Aşağıda yer alan bu yazımın okunması tavsiyesi ile aynı konuya, bazı eklemelerle bir kez daha vurgu yapmak istiyorum. Yazıda özellikle “beş saniye kuralı” ile “iki dakika kuralı”nın dikkatlice okunması ve hayatımızda uygulanması, ataleti yenmemize yardımcı olacaktır.
Pandeminin sağlık dışında bize verdiği en önemli olumsuzluk; eylemsizlik, atalet ve buna bağlı olan sürekli yorgun ve bezgin hissetme şeklinde ortaya çıktı. On ayı tamamladığımız bu salgın döneminde, kilo aldık, yedikçe yedik, uyudukça uyuduk, olumsuz haberleri izledikçe psikolojimiz dibe vurdu. Bunun başlıca çözümünün hareket olduğunu düşünüyorum. Çünkü Razi’nin dediği gibi, “İnsan için meşguliyetten daha iyi bir tedavi yoktur”. Buradan hareketle, bu konu üzerindeki bazı tespitlerimi sıralamak istiyorum.
- Dünyanın en başarılı insanlarının, her sabah ilk iş olarak yataklarını yaparak sabaha başlamaları, aslında düzenin ve sadeliğin yanısıra harekete geçebilmek açısından önemlidir.
- Harekete geçmek için havaya girmeyi beklemeye gerek yok. İnsanların büyük çoğunluğu, çalışmak için havaya girmeyi beklemezler, bekleyemezler, böyle bir lükse sahip değildirler. Çalışmaya zorunludurlar. İstemeden de olsa başladıktan kısa bir süre sonra çalışma havasına gireriz.
- Hareketsizlik, hazırlanamamaktır, bu ise başarısızlığı getirir. Çünkü “Hazırlıkta başarısızlık, başarısızlığa hazırlıktır.” (Benjamin Franklin)
- Hareket, berekettir. Hareket, hayattır. Hayatın temel unsuru olan suyun şifalı olması hareketine bağlıdır. Akan su, temizdir, kir tutmaz, şifa verir. Durağan su, kirlenmeye açıktır. Akan suda, oksijen vardır. Akmayan su, birikintidir, kirlilik ve yosunlaşmadır.
- Göç yolda düzülür. Aslında önceden planlama her zaman yararlıdır ancak bazen bir türlü ilk adım atılamaz, planlamalar bitirilemez. Bu durumlarda, harekete geçme, hareket esnasında ortaya çıkan sorunları anlık olarak çözebilme; sonunda, yol alabilmektir.
- Hareketsizlik pişmanlıktır.
- Hareket, fazla tekrar demektir. Fazla yapılan tekrar alışkanlığa dönüşür. Amaç zaten olumlu alışkanlıklar kazanmaktır. Doğru yapılan şeyleri, alışkanlıklar ile otomatiğe bağlayabilmektir.
- Hareket, zamanınızdan çok enerjinizi kontrol edebilmektir. Havaya girebilmemiz, zaman yönetiminden çok enerji yönetimi ile ilgilidir. Pandemide, çoğumuz, daha önce hiç olmadığı kadar çok zamana sahibiz. Ancak atalet, daha az enerji harcamamıza rağmen, durduğu yerde biten pil veya batarya gibi, bizi sömürüyor, tüketiyor…
- “Bir işin bitmesini istiyorsanız meşgul birine verin” (anonim) ifadesi, işleyen demirin ışıldadığının, kullanılan aletin, motorun paslanmadığının, insanı çok çalışmanın değil tembelliğin yıprattığının güzel bir anlatımı…
- Korku, panik, endişe… Giderek daha fazla hissediyoruz hayatımızda bu zor günlerde. Her seferinde “savaş ya da sıvış” modu karşımızda. Çoğunlukla da savaşmayı göze alamama… Kaçmak kolay geliyor. Halının altına süpürmek. Ama hallolmuş olmuyor, temizlenmiyor işte… Her defasında yeniden ve büyüyerek geliyor üzerimize. Cesaretimizi toplayıp üzerine gittiğimizde ise bu kez o kaçıyor. Biz kovalıyoruz. Kovaladıkça daha cesur ve azimli oluyoruz. Ardından büyük bir rahatlama… Özgüven. Huzur hissi… İşte harekete geçebilmenin sihirli sonucu!
- “İnsana ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm, 39) ayeti, “Kıyamet koparken sizden biriniz elinde bir hurma fidanı bulunursa, şayet ölmeden önce onu dikmeğe güç yetirebilirse onu diksin.” hadis-i şerifi, Peygamberimizin, hiç bir şey yapmadan boş duran bir kişiye selam vermemesi ve daha bir çok örnek, hareketin dinimizce ne kadar teşvik edildiğini gösterir.
- Konu ile ilgili önerebileceğim diğer bir yazım en doğal hareket olan yürüme konusunda…
Aykut GÜL
