Hâlâ Havaya Giremiyor musunuz?
“Motivasyon; yakıt olarak amaç depolar, vizyonla yola çıkar ve eylemle kendini gerçekleştirir.” — Pat Mesiti
Ataletin, harekete geçememenin en başta gelen mazeretidir havaya girememek, moralinin iyi olmaması, ilham gelmemesi, kendini iyi hissetmemek vb. Bunlar çoğunlukla şeytanın fısıltısı veya nefsimizin tembelliği seçmesindendir. Tüm mesele ilk adımı atamamaktadır. Unutmayalım ki, saatlerde sürecek bir maraton ilk adımla başlar…
“Amatörler oturup ilham gelmesini bekler, geri kalanımız ise kalkıp işe gideriz.” diyen Stephen King aslında çözümü de ortaya koymuş. İşe giderken hiç birimiz ilham gelmesini veya havaya girmeyi beklemeyiz. Sabah erkenden, uykunuzu alamamış bile olsanız bile yola koyulursunuz. İşyerinize, ofisinize veya okulunuza vardığınızda zaten kendiliğinden havaya girersiniz.
Sorun daha çok zorunlu olmadığımız, kendi başımıza yapmamız gereken veya uzaktan çalışma durumunda öz disiplini sağlayamamaktadır. Öğrencinin sınav dönemi zamanı planlayamaması, sürekli ertelemesi ve anlık hazları tercih etmesi bu sebepledir.
“Düşünme. Düşünmek yaratıcılığın düşmanıdır. Bu, öz-bilinçdir ve öz-bilinçli olan her şey berbattır. Bir şeyler yapmaya çalışmayın. Sadece bir şeyler yapın.” der Ray Bradbury. Gerçekten de düşünmekle vakit kaybetmek yerine ilk adımı atabilmektir önemli olan. Gerisi kendiliğinden gelir.
“Öğrenmenin %99'u başladıktan sonra gerçekleşir.” diyen Sahil Lavingia ise bir öğrenci için en önemli olanın başlayabilmek, kitabın ilk sayfasını açabilmek veya ilk notu oluşturabilmek olduğunu anlatır bize. En iyi motivasyon, kalemimizi açarak, masa üstüne gerekli çalışma materyallerini koyarak, üç derin nefes ve besmele ile elde edilir. Yazmak zor geldiği bir günde, bir Medium makalesi için başlığı atıp kalkmaya niyetlendiğinizde çoğu zaman makalenin ilk taslağını kısa zamanda tamamladığınıza şahitlik edersiniz.
Gereğinden fazla planlama için zaman ayırmak, zaman yönetimini etkili kılmaz. Planlamada da, onları eyleme geçirmede de telaşsız ancak seri olmalı. Çünkü “Yapılmış küçük işler, planlanmış büyük işlerden daha iyidir.” (Nathaniel Emmons)
Kanuni Sultan Süleyman’ın “Anladım beyhude imiş fazlaca tedbir eylemek, // Bir kulun haddi değilmiş takdiri tebdil eylemek.” dizeleri de kontrol edebileceklerimize odaklanmamız gerektiğini, kontrol edemeyeceklerimiz konusunda ise boşuna takdiri değiştirmeye uğraşmamamızı öğütler.
Bazen korkarız yapmak istediğimiz işe veya projeye başlamaya. Çünkü başarısızlıktan endişe ederiz. Üstesinden gelememe korkusu bizi ürkütür. Oysa ki keyifle bir dizi izlemek veya sosyal medyada takılmak, dopamin bağımlılığı nedeniyle çoğu zaman kaçınılmazdır.
Yapılması gereken; önce iş, sonra ise ödül sistemini kurmaktır. Ayrıca havaya girme konusunda, kişisel tecrübelerimden şunu da önerebilirim: Egzersizle ter atmak, mümkünse soğuk duş almak — sağlık sorunu yoksa — ve arkasından kahve ve dua… Kahve yanına şekersiz bir parça bitter çikolata da iyi gelir. Bu yöntem bende hep işlemiştir.
W. Clement Stone’un dediği gibi, “Düşünmek değil ancak eylem korkunun üstesinden gelir.” Ayrıca başaramamak, ilk seferde çok iyi yapamamak veya hataya düşmek de hayatın bir gerçeğidir. Çünkü “Hatalar, çabaladığımızın ispatıdır…” Hatalardan alınan derslerle bir sonrakine daha donanımlı başlama fırsatı elde ederiz. O halde Wayne Huizenga’ya kulak verelim ve başlangıcımızı yapalım:
“Bazıları başarıyı sadece hayal eder. Bazıları ise her sabah erkenden kalkar ve hayallerini gerçekleştirir.”
Aykut GÜL
