ŞİMDİ DEĞİŞİM ZAMANI
Gençler İçin Verimlilik Kuralları
“Başarılı insanların, başarısızların hoşlanmadığı şeyleri yapmak gibi bir alışkanlıkları vardır” der Stephen R. Covey.
Aslında başarılı olmanın sırrı; verimlilikle ilgili kuralları deneme/yanılma yoluyla bulmak yerine başarılı insanların paylaştığı kuralları bilmek ve bunları alışkanlıklar haline getirmekte. Çünkü insan ömrü tecrübeyle öğrenecek kadar uzun değil…
Alışkanlıklar, otomatik hale gelen, daha az enerji harcamamızı gerektiren davranış kalıplarıdır.
Alışkanlık edinme aşamasından sonra, sürdürülebilirlik açısından, bu yazıda da yer verdiğimiz Yüzde Yüz Kuralına bağlı kalmak önemli. “Prensiplerinizi zamanınızın yüzde yüzüne uygulamak, yüzde doksan sekizine uygulamaktan daha kolaydır” derken Clayton Christensen, aslında %2'lik bir açığın alışkanlığın terk edilmesine açılan bir kapı olduğunu ifade ediyor…
Burada kastımız olan iyi alışkanlıkların yanı sıra kötü alışkanlıklar da var hayatımızda... Hangisini beslerseniz o bağımlılık yapar ve hayat tarzınızı belirler. İnsanın yedikçe daha fazla yemek istemesi veya yürüdükçe daha fazla yürümek istemesi gibi… Alışkanlık yönetiminizin iyi sonuçlarını görmek, onları sürdürmek konusunda size güçlü nedenler verecektir. Nedenler zayıflarsa, iyi alışkanlıkları terk edip kötü alışkanlıkları ikame etme riski her zaman vardır.
Unutmayalım ki Hz. Mevlana’nın söylediği gibi, “Sulamadığın solar, aramadığın unutur, konuşmadığın yiter, ilgilenmediğin ölür.”
Seçilmiş yirmi kural
Daha önceki yazılarımın birçoğunda bahsettiğim verimlilik kurallarından yirmisini bu yazıda bir araya getirdim. Başta gençlerimiz ve öğrencilerimiz olmak üzere toplumun her kesimi için kaleme aldım. İlgili makalelerin bağlantılarını da yazının detaylarında bulabilirsiniz.
Verimlilik Kuralları
∘ Yüzde Bir Kuralı
∘ Yüzde 70 Kuralı
∘ Yüzde Yüz Kuralı
∘ Beş Saniye Kuralı
∘ 20 Saniye Kuralı
∘ İki Dakika Kuralı
∘ 1/9/90 Kuralı
∘ 50–30–20 Kuralı
∘ 2 Gün Kuralı
∘ 21 Gün Kuralı
∘ On Saniye Kuralı
∘ 80/20 Kuralı
∘ 10/90 Kuralı
∘ 90/10 Kuralı
∘ 10.000 Saat Kuralı
∘ İlk 20 Saat Kuralı
∘ 5-Saat Kuralı
∘ 40/60 Kuralı
∘ 10–20–30 Kuralı
∘ 50/30/10/10 Kuralı
Her bir kural oldukça detaylı olabildiğinden sizler için özet bilgileri vermeye çalıştım. İlginizi çeken kurallar için kaynaklarını verdiğim bağlantılardan daha geniş bilgi edinebilirsiniz.
Verimlilik Kuralları
Yüzde Bir Kuralı
Günlük rutininizdeki küçük bir değişiklik zamanla büyük bir fark meydana getirir. James Clear, bunu yüzde birlik artışlar olarak ifade eder. Bu artışın geometrik olmasıdır onu önemli kılan. Her gün yüzde birlik daha iyiye gidiş, bir yıl sonunda yaptığınız şeyin 37 kat artması anlamına gelir.
Clear’ın “Atomic Habits” kitabından, “The 1 Percent Rule: Why a Few People Get Most of the Rewards” başlıklı makalesinden ve “Başlamak Bitirmektir” adlı Medium makalemden daha fazla detay edinebilirsiniz.
Yüzde 70 Kuralı
Ertelemeye ve mükemmeliyetçiliğe karşı, Jeff Bezos’un önerdiği bir verimlilik kuralı. Bir konuda, ihtiyacınız olan bilgilerin %70'ine sahip olduğunuzda işe koyulun, der Bezos. Kendinizi tam hazır hissetmeyi beklemeyin, bu mükemmeliyetçilik tuzağına düşmektir.
Aslında bu kural, aşırı plan yapmaktan bir türlü adım atamamak ile hiç bir ön hazırlık yapmadan “Göç yolda düzülür” çıkışının arasında olmaktır.
Yüzde Yüz Kuralı
“Prensiplerinizi, zamanınızın yüzde yüzüne uygulamak, yüzde doksan sekizine uygulamaktan daha kolaydır” der Clayton Christensen. Bu kuralın esası, “Yüzde yüz, yüzde doksan sekizden kolaydır.”
“Sıfır Şeker” uygulamasını hayata geçirirken bu kuralın önemini daha iyi fark ettiğimi söylemeliyim. Daha önceki şekeri azaltma çabalarımda başarısız olmamın nedeni yüzde ikilik açıklık idi. Sıfır şeker ile yüzde yüz kuralına bağlı kalarak şekerin çekiminden tamamen kurtuluyor ve böylelikle her şeyi daha kolay hale getirebiliyorsunuz.
Beş Saniye Kuralı
Bu kural ile ilgili açıklamaları, iki yıl önce yayınladığım Nasıl Harekete Geçeriz? başlıklı Medium makalemden aktardım. Erteleme tuzağına düşmemek ve hemen eyleme geçebilmek için ilk adımın ilk beş saniyede atılması önemli. Sonrasında şeytan devreye girmekte ve insanın kulağına çeşitli mazeretler fısıldamakta.
“Mel Robbins’in “5 Second Rule” kitabında ve yazarın çok sayıda sunum ve videolarında “Beş Saniye Kuralı” çok iyi açıklanmış ve dünyada geniş bir uygulama alanı ve takipçi bulmuştur.
Mel Robbins bu kuralı şu şekilde açıklar: Bir hedefi gerçekleştirme dürtüsü geldiğinde, 5 saniye içinde fiziksel olarak harekete geçmelisiniz. Aksi halde beyniniz bu fikri öldürür. Örneğin, kilo verme amacındaysanız, hemen sağlıklı diyet ürünleri araştırmanız ve egzersiz konusunda plan yapmanız ve bunun için alarmınızı kurmanız gibi eylemlerle harekete geçebilirsiniz.
Bir hedefiniz olduğunda, bir şeyi gerçekleştirmeye karar verdiğinizde, bunu çevrenizdekilere mutlaka duyurun, bu sizin için bağlayıcı olacaktır. En sıradan kararlarda dahi beklemeden hemen harekete geçin.
Fiziksel olarak harekete geçtiğinizde, beyniniz yeni alışkanlıklar edinmeye başlar. Beş saniye içinde yaparsanız, normalde beyninizin yapmayacağı şeyi ona kabul ettirir ve yaptırırsınız. 5 saniye sonra beyin mazeretler üretmeye başlar.
Geriye saymanın iki etkisi vardır: Odaklanmayı sağlar ve beynimiz karar alma moduna geçer. Düşünme, karar almadan önceki süreçtir. “Karar verildikten sonra yapılması gereken düşünmeyi bırakmak ve eyleme geçmektir” der Mel Robbins.” (Aykut GÜL, 2020. Nasıl Harekete Geçeriz?)
20 Saniye Kuralı
Oldukça basit ve son derece etkili bir kural. Özellikle olumlu alışkanlıkların yerleştirilmesinde hayat boyu dikkate alınması gereken önemli bir prensip.
“20 Saniye Kuralı’nın temelinde, olumlu işlerin kolaylaştırılması, olumsuz işlerin ise zorlaştırılması vardır.
Örneğin, her an avucumuzun içinde bekleyen akıllı telefonu, her gün yüzlerce kez kontrol etmemiz, sürekli sosyal medyada veya sanal oyunlarda vakit harcamamız, bu cihaza erişimimizin çok kolay olmasındandır. Yastığınızın yanı başındaki cep telefonu, uyku öncesi ve sonrasında sizi sürekli olarak meşgul eder. Yapılması gereken akıllıca bir davranışla o akıllı cihazı, uykudayken oda dışında bırakmak olacaktır. Böylece ilk 20 saniyede ona ulaşamayacak ve çok gerekmedikçe kullanmayacaksınız.
Yatağınızın kenarında, çantanızda, masanızın üzerinde her an hazır olan kitaplar, erişilmesi kolay olacağından bir kaç sayfa da olsa okunmak için tercih edilecektir.” (Aykut GÜL, 2022. Hayatınızda Büyük Değişim İçin 20 Saniye Kuralı)
İki Dakika Kuralı
Nasıl Harekete Geçeriz? başlıklı Medium makalemde bu konuya geniş bir yer ayırmıştım:
“2 Dakika Kuralı, zaman yönetimi ve özellikle de harekete geçme konusunda popüler olmuş bir başka teknik. Joanie Faletto tarafından kaleme alınan “The 2-Minute Rule Can Help You Beat Procrastination and Get Things Done” başlıklı yazıda anlatılan bu kural, pratikliği, uygulanabilirliği ve sonucunda elde edilen fayda anlamında son derece etkili… Yöntemin aslında David Allen’ın “Getting Things Done: The Art of Stress-Free Productivity” kitabında yer aldığı da yazıda ifade edilmekte.
Buna göre, 2 Dakika Kuralı iki bölümden oluşuyor ve ilki son derece kolay. Bölüm 1: Bir görevi iki dakika veya daha kısa sürede tamamlayabilecekseniz, hemen şimdi yapın… Yemek yedikten hemen sonra bulaşık yıkamak, kirli çamaşırları yere atmak yerine kutusuna koymak, e-posta göndermek gibi… Hiç kimse, yapılacak başka bir işe geçmeden önce 2 dakikalık bir görevi çabucak bitiremeyecek kadar çok meşgul değildir.
2 Dakika Kuralının ikinci kısmı biraz daha detaylı. İlk adım, onları yapmamakla geçen günlerde biriken ufak tefek işlerin ortadan kaldırılmasına yardımcı olurken, ikinci kısım tamamen yeni alışkanlıklar oluşturmakla ilgili. Bölüm 2: Yeni bir alışkanlık başlattığınızda, tamamlanmasının sadece iki dakika veya daha az sürdüğünden emin olun… Amacınız spor salonuna daha çok gitmek ise, örneğin, iki dakikalık alışkanlığınız spor salonunuzun paketini hazırlamak olabilir. İki dakikalık bir görevin üstesinden gelmek kolaydır ve daha büyük, daha fazla zaman alan bir alışkanlığı başlatmayı çok kolaylaştırır.
Özetle, önümüze çıkan bir işi iki dakikada bitirmek mümkünse ertelemeden, günlük plana dahil etmeden hemen bitirmeli, aradan çıkartmalıyız. Daha uzun sürecekse, konu ile ilgili ilk adım atılmalı (not alma, ilk araştırma, bir telefon görüşmesi, kısa bir e-posta veya mesaj) ve asıl büyük iş yapılacak işler listesine yerleştirilmeli. Bu şekilde asla tamamlanamayan ve sonunda iptal edilen işlerin önüne geçilebilir.” (Aykut GÜL, 2020. Nasıl Harekete Geçeriz?)
Bu kuralı, iki yıl önce bu makaleyi yayınladığımdan bu yana, özellikle iş hayatımda uygulamaya çalıştım. Sanırım bu yazıda bahsettiğim kurallar içinde bana en çok katkısı olan bu kuraldır.
1/9/90 Kuralı
Darius Foroux’un “Wise & Wealthy: Mindset shifts to get rich and the 1/9/90 rule” başlıklı yazısında yer verdiği ve günlük hayatta uygulanması gereken bir verimlilik kuralı. Foroux, yazısında bu kuralı şu şekilde açıklar:
“Zaman perspektiflerinin farkındalığı, zamanınızı daha iyi değerlendireceğiniz için daha iyi yaşamanıza yardımcı olur. Günlerinizin tadını çıkarmanıza, geçmişten ders almanıza ve daha iyi bir gelecek şekillendirmenize yardımcı olacaktır.
Ancak geçmişe, şimdiye ve geleceğe odaklanmak arasında bir denge bulmamızı gerektirir. 1/9/90 kuralıyla yaklaşıyorum.
%1 geçmişe odaklı: Günlük tutmak için günde yaklaşık 15 dakika ayırırım. Ama günlük yazarken sadece geçmişi düşünmüyorum. Öğrenmek için ara sıra geçmişi düşünmeye çalışırım.
%9 gelecek odaklı: Bu, geleceği planlamaya ve düşünmeye adadığım zamandır.
%90 şimdiye odaklı: Bu, planlarımı uyguladığım ve günlerimin tadını çıkararak geçirdiğim zamandır.”
50–30–20 Kuralı
Sanjeev Govila’nın Quora’daki “What is the 50 30 20 rule of thumb?” başlıklı yazısında kuralı şu şekilde açıklar:
“Senatör Elizabeth Warren’ın ‘The Ultimate Lifetime Money Plan’ adlı kitabında popüler hale getirdiği 50–30–20 harcama ve tasarruf kuralı, sizden vergi sonrası gelirinizi üç kısma ayırmanızı ister — gelirin %50'si İhtiyaçlara, %30'u İsteklere ve %20'si Tasarruf ve Yatırıma gider.
İhtiyaçlar, yiyecek, su ve giysi gibi onsuz yaşayamayacağınız temel ihtiyaçlardır. İstekler, paranın satın alabileceği ama aslında hobiler, tatiller, eğlence gibi temel hayatta kalmak için ihtiyacınız olmayan incelikler. ‘Tasarruf ve Yatırım’; ihtiyaçlar ve istekler şu anki refahınızı karşılarken, gelecekte size yol gösterecek olan tasarruf kovasıdır.”
Bu kural, özellikle de “İstekler” maddesinde yer alanların insanımızı borç batağına sürüklemesi, kısa vadede mutlu ederken, uzun vadede hüsran ile sonuçlanması bakımından dikkate alınmalı.
2 Gün Kuralı
2 Gün Kuralı, zinciri kırmamak esasına dayanır.
Kendiniz için belirli ve basit bir hedef belirlemenizdir esas olan. Hedefinize ulaştığınız her gün, o günü 365 günlük bir takvimde büyük kırmızı bir X ile işaretleyin. Birkaç gün sonra güzel bir zincir oluşturacaksınız. Ana fikir, zinciri kırmamaktır. (Don’t Break The Chain: Explained)
2 Gün Kuralı’nda temel prensip, iyi bir alışkanlığı yerleştirmek için üst üste iki gün o alışkanlığı terk etmemektir.
2 Gün Kuralı tamamen, seçilen bir alışkanlığı takip etmek için geniş bir zaman dilimini takip etmenizi sağlayarak alışkanlık döngüsü kasınızı oluşturmakla ilgilidir. Rutine bağlı kalarak, zamanınızı nasıl harcadığınıza dair hesap verebilirlik ve kişisel farkındalık geliştirirsiniz. Bunlar, tutumunuzda, eylemlerinizde ve yeni alışkanlıklar edinmenizde ivme yaratmak için birbiri üzerine inşa edilir (The Single Most Important Aspect of the 2-Day Rule).
21 Gün Kuralı
Bir alışkanlığı kazanmak için 21 gün aralıksız tekrar etmelisiniz. Aslında bu alışkanlığın zorluk düzeyine bağlı olarak bazı araştırmalarda 66 güne kadar çıkabilmektir. İki Gün Kuralı ile benzer amaca hizmet eder.
On Saniye Kuralı
Alışverişte, bir şeyi almadan önce istek ya da ihtiyaç olup olmadığı konusunda düşünmenizi öneren kural. Bunun nedeni, biliçaltının, bilinçten altı saniye önce karar vermesi.
Bir süre beklemek, duygularınızla değil, mantığınızla karar vermenize yardımcı oluyor.
Bunu çocuklarla birlikte alışverişteyken uygulardım. Onlar bir şeyler almak istediklerinde, “önce gezelim, sonra çıkarken alırız” derdim. Sonuçta çoğu geçici heves olduğunda çıkarken almaktan vazgeçerlerdi.
Benim tecrübelerim bu sürenin on saniyeden uzun olduğunu, mümkünse ertesi güne bırakılması gerektiğini söylüyor. Aslında ne kadar ertelenirse o kadar sağlıklı karar vermek mümkün oluyor.
Dijitalleşmenin belki de önemli sorunlarından birisi de, online alışverişlerde, anında tıklama imkanına sahip olunduğundan, ihtiyaç olmayan bir çok şeyin sadece arzu ve heveslerden dolayı satın alınmasıdır.
Ancak hayırlı işlerde acele etmek, kalbe ilk gelen ilhama göre hareket etmek önerilir.
80/20 Kuralı
Bu kural, Pareto prensibi olarak da bilinir. Kısaca, sonuçların yüzde 80'nin sebeplerin yüzde 20'sinden kaynaklandığı savına dayanır. Örneğin, bir işyerinin en iyi müşterilerinin yüzde 20'sinin, satış gelirlerinin yüzde 80'ini sağlaması gibi. Bu kural dikkate alınarak, ilk yüzde yirmilik dilime daha fazla odaklanmak, daha iyi sonuçlar elde etmek demektir.
10/90 Kuralı
10/90 kuralı, bir eyleme, işe veya projeye koyulmadan önce harcanacak zamanın yüzde 10'u planlamaya ayrılırsa, yüzde 90'lık bir zaman tasarrufu sağlanabileceğini ifade ediyor.
Büyük bir yatırım projesi öncesi, küçük bir bütçe ile o projenin teknik ve ekonomik fizibilitesinin yaptırılması da bu kural çerçevesinde düşünülebilir. “Akılsız başın cezasını ayaklar çeker” atasözü aynı maksada hizmet eden bir verimlilik kuralıdır.
90/10 Kuralı
“Hayatın yüzde onu bana olanlardan, yüzde doksanı ise ona karşı gösterdiğim tepkilerden ibarettir” der Charles R. Swindoll.
Gerçekleşen olaylar, çoğunlukla dahlimizin olamadığı, diğer bir ifadeyle kontrol edemediğimiz olaylardır.
Oysaki kalan yüzde doksan çok büyük bir orandır ve neredeyse tamamen bizim kontrolümüzdedir. Bu kural, gün boyu mutlu ve huzurlu olmak ile stres ve kaygı ile yaşama arasındaki tercihimizi de belirleyecektir.
10.000 Saat Kuralı
Malcolm Gladwell’in ortaya attığı bir kural. Gladwell, bir konuda uzman olabilmeniz için o konu üzerinde 10 bin saat çalışmanız, emek harcamanız gerektiğini ifade eder.
Aslında bu kural “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır” buyruğunun başka bir şekilde ifadesidir.
10 bin saat elbette ki kişiye ve çalışılacak konuya göre değişiklik gösterecektir.
İlk 20 Saat Kuralı
Josh Kaufman, “ ‘10.000 saat kuralını’ unutun… Ya 20 saat veya daha kısa sürede herhangi bir yeni beceri öğrenmek mümkünse?” diyerek 20 Saat Kuralı’nı ortaya atmış ve “The First 20 Hours” kitabı ile detaylarını açıklamıştır.
“İlk 20 Saat’te Josh Kaufman, hızlı beceri edinmeye yönelik sistematik bir yaklaşım sunuyor: Herhangi bir yeni becerinin olabildiğince çabuk nasıl öğrenileceği. Onun yöntemi size, karmaşık becerilerin nasıl çözüleceğini, üretken uygulamaları en üst düzeye çıkaracağınızı ve ortak öğrenme engellerini nasıl kaldıracağınızı gösterir. Sadece 20 saatlik odaklanmış, amaçlı uygulamayı tamamlayarak, kesinlikle hiçbir şey bilmemeden fark edilir derecede iyi performans göstermeye geçeceksiniz.” (“The First 20 Hours”)
Aslında 10.000 Saat Kuralı, bir alanda tam bir uzmanlaşmayı kastederken, İlk 20 Saat Kuralı bir alanda “iyi düzeye” gelmeyi ifade eder.
5-Saat Kuralı
“The 5-hour rule: How to turn a wasted day into a successful one” başlıklı makalesinde Jonny Thomson, 5-Saat Kuralını şu şekilde açıklıyor:
“Günde bir saatimizi öğrenmeye, yansıtmaya ve düşünmeye ayırdığımız kuraldır. “(1) Öğrenin: Bugün podcast’ler, sesli kitaplar ve radyo, saatinizi harcamanın harika yolları. Dahası, internet, ellere yük olan devasa ciltlerden çok daha sindirilebilir olan eğitici, eğlendirici ve aydınlatıcı uzun biçimli makalelerle doludur. “(2) Deneyin: Hayattaki en başarılı insanlar, ormanda sihirli bir hazineye rastlayanlar değil, deneyip başarısız olan, deneyen ve yine başarısız olanlardır. “(3) Yansıtın: Başarısızlık ancak geleceği iyileştirdiği sürece değerlidir.
Buradaki fikir, günün bir saatini (haftada beş iş günü) eğitime ayırmanın zihni çalıştırdığı, becerilerinizi geliştirdiği ve büyük disiplini prova ettiği üzerindedir.”
Bu prensip, “iki günün birbirine eşit olmaması” manevi prensibinin bir başka şekilde ifadesidir. Günlük rutinlerin ve çalışma hayatının dışında her gün daha ileri gidebilme çabasıdır.
40/60 Kuralı
Zamanınızın yüzde 40'ında kitaplardan, videolardan, podcast’lerden, kurslardan, belgesellerden ve uzmanlardan öğrenin ve zamanın yüzde 60'ında bunları uygulayın. Prensip olarak, öğrenmek istediğiniz hemen hemen her şey veya elde etmek istediğiniz beceri için geçerlidir bu kural. İkisi birlikte gider. Öğrenmenizin eyleminizi ve eyleminizin öğrenmenizi etkilemesine izin verin. (The 40/60 Rule: A Real-World Secret to Mastering Any New Skill)
Aslında bu prensip, hayata geçirilmeyen bilginin sadece yükten ibaret olduğunu söyler. Bu açıdan dini prensiplerden bilimsel makalelere kadar edinilen tüm bilgilerin, insan hayatında olumlu yönde bir değişime yol açması beklenir.
10–20–30 Kuralı
Guy Kawasaki tarafından açıklanan, dinleyicinin ilgisini canlı tutmak ve düşüncelerinizi etkili bir şekilde aktarabilmek için kısalık, odaklanma ve görsel çekiciliği savunan bir sunu kuralı.
Buna göre, “Bir sunum en fazla on slayttan oluşmalı, yirmi dakikadan fazla sürmemeli ve otuz puntodan küçük yazı karakteri içermemeli.”
50/30/10/10 Kuralı
Andy Murphy, hayallerinizi gerçekleştirebilmeniz için takip edeceğiniz bu kuralı şu şekilde açıklıyor: %50 kararlılık, %30 hazırlık, %10 uygulama ve %10 şans. (The 50/30/10/10 Rule That Makes Dreams Come True)
Ancak şans yerine kısmet demek daha uygun olacağını düşünüyorum ve bir oran vermeyi de doğru bulmuyorum.
Bu kuralların tamamını birden, mükemmel bir şekilde hayat geçirmek elbette ki mümkün değil. Uyguladığım yöntem, her hafta bir kuralı hayata geçirmeye çalışmak ve izleyen haftada bir yenisini eklemek şeklinde…
“Her gün yaptığınız bir şeyi değiştirmedikçe hayatınızı asla değiştiremeyeceksiniz. Başarınızın sırrı günlük rutininizde gizli.” — Darren Hardy
Aykut GÜL