Gençler İçin Tek Çıkış Yolu
Bir numaralı önceliğimiz, ‘önceliklendirememe’ problemini çözmektir…
“Zamanınız yoksa, gerçek şu ki, önceliğiniz yoktur. Daha iyi düşünün; kendinizi yormayın.” Tim Ferriss’in bu sözünü sık sık hatırlamaya ve kendimi tartmaya çalışırım. Aslında zaman yönetiminin kalbi önceliklendirmedir. Önce yapılması gerekenleri belirleyebiliyorsanız, zamanın en değerli kısımlarını nereye harcamanız gerektiğini bilirsiniz. Geriye kalanlar daha az önemlidir ve zamanınız yetmiyorsa, yapılmamalarında da bir sorun olmaz.
Ancak basit görünse de her şey bu kadar kolay olmaz uygulamada… İnsanın en büyük problemi, başarısızlıklarının en önemli sebebidir önceliklendirememek.
Önceliklendiremiyorsanız, hedefleriniz net değildir. Ne yapmak istediğiniz konusunda kafanız karışıktır. Bu ise sonuçta, “hayatınızın anlamı” felsefi noktasına getirir sizi...
Bir kişi için hayat anlamsızlaşmaya başlamışsa amaç, gaye, hedef, plan, proje, yapılacak işler listesi vb de olmaz. Ya da sadece zorunluluktan yapılır ve kağıt üzerinde kalır. Çünkü, Deepak Chopra’nın dediği gibi, “Hayatın amacı, amaçlı bir hayattır.”
Bugün, özellikle lise ve üniversite gençliğinin en büyük meselesidir hayatlarını anlamlandıramamak… Pandemi, küresel sıkıntılar, ekonomik problemler, yalnızlık, acımasız rekabet, zayıflayan aile ve dostluk bağları; giderek gençleri anlamsızlık girdabına sürüklemekte…
Bu nedenle gençlerin her geçen gün derslere, akademik çalışmalara ilgileri giderek azalıyor. Derse devam mecburiyetinden katılanlar ise zihnen ve kalben sınıfta kalamıyorlar.
“Hayatınızı siz önceliklendirmezseniz, başkaları önceliklendirir.” der Greg McKeown. Gerçekten de siz kendi aracınızın direksiyonunda değilseniz kontrolü kaybetmişsiniz demektir. Okul veya ders sonrası ne yapacağınız önceden belli değilse arkadaşlarınızın tekliflerine uymak durumunda kalırsınız. Sabah erken kalkamıyorsanız, bunun için yeterince güçlü bir nedeninizin olmamasındandır. Bunların tamamı ise önceliklendirememe sorunudur.
Epictetus’un “Özgürlük hayattaki tek değerli hedeftir. Kontrolümüz dışında olan şeyleri göz ardı ederek kazanılır.” sözü de tüm önceliğimizin kontrol edebileceklerimize odaklanmak olması gerektiğini gösterir.
Çok işittiğimiz ancak hayatımıza maalesef uygulayamadığımız bir kelam-ı kibardır: "Kul der ki; ‘İşlerimi halledip, Rabbime yöneleyim.’ Rabbimiz der ki; ‘Bana yönelin, işlerinizi halledeyim.’ " Demek ki asıl öncelik Rabbimizin rızasıdır. O’na (cc) kul olabilmektir. Bunu ilk sıraya aldığımızda, zaman da bereketlenecek, daha dingin ve huzurlu bir hayat sağlanabilecektir. Zaten hayatın anlamı, her an O’na (cc) yönelmekte ve her işimizde “Acaba O (cc) ne der?” prensibi ile hareket etmede değil midir?
Öncelik verdiğimiz kişiler, bizim için hayati önemdedir. Yanlış kişiler, toksik insanlar, enerjimizi sömürenler; bizi daima aşağı çekerler. Kime öncelik verdiğimize iyi bakmalıyız. Çünkü, “Onlar dostlarını dostluklarından emin oldukları için uzak tuttular. Düşmanların dostluğunu kazanmak içinse yakın tuttular. Uzaklaştırılan dost, dost kalmadı, yaklaştırılan düşmansa asla dost olmadı.” (Ebu Müslim Horasani)
Aykut GÜL