Farkındalık Günü

Bir gününü değiştir, hayatın değişsin.

Aykut Gül
4 min readAug 26, 2020

Hemen her şeyin “çok fazla” olduğu bir zamandayız. Çok fazla bilgi, çok fazla mutluluk ve haz, çok fazla eğitim, çok fazla iletişim, çok fazla dijital etkileşim, çok fazla haberdar olma, çok fazla endişe ve kaygı… Bununla birlikte eskiye göre “çok az” olanlar da var. Zaman, ilgi, diğergamlık, yardımlaşma vb.

Aşırı bilgi, haber, iletişim vb maalesef ki bizi daha fazla ilim ve fikir sahibi yapmıyor. Daha doğru kararlar almamızı sağlamıyor. Hatta karar alamıyoruz, korkuyoruz ve hep erteliyoruz. Değersiz bilgiler arasında elimize geçen az miktardaki değerli bilgi ise hak ettiği muameleyi göremiyor ve kaybolup gidiyor.

Çok şey biliyoruz ama derinliği yok, ön bellekte silinmeye hazır. Hiç birini uygulamıyoruz. Bir türlü eyleme geçemiyoruz. Ertelemek yaşam tarzımız haline geldi. Ertelemenin aslında vazgeçmek olduğunu hala anlayamadık.

“Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul” (İnşirah, 7)

Ne yapmak gerekiyor? Herkesin birbirine sorduğu soru bu. Çözüm ne?

Bugünkü yazımda bunun üzerinde duracağım ve bazı uygulamaya dönük öneriler sunacağım.

Aslında sorunumuz “eylemsizlik”

Çözüm ise bir kaç aşamalı… Önce sadeleşme… Hayat tarzımızda, okumada, dijitalleşmede, evde, iş yerinde, kıyafetlerde, yeme-içmede, sosyal ilişkilerde… Her alanda sadeleşme (minimalizm tam karşılığı değil!).

Yaşamak için ayağa kalkmamışken, yazmak için oturmak nasıl da beyhudedir. — Henry David Thoreau

İkinci aşamada eyleme geçme… Eylem derken büyük girişimler değil. Sadece ilk adım. Sonrası kendiliğinden gelir. Çok büyük bir adım değil, sadece sağ ayağını sol ayağının önüne getirerek. Mesele hareketi başlatabilmek.

“Ne zaman tereddüt edip beklersen, korku büyür. Hareketlilikse korkuyu yener. İlk adımı attıktan sonra korkunun zayıfladığını göreceksin” — Anonim

İlk adımdan sonra geriye baktığımızda onlarca kilometrelik yolu nasıl kat ettiğinize şaşarsınız.

Foto: Qijin Xu / Unsplash

Esas olan; az laf, çok iş. Ashabı kiram, bir ayeti duyduktan sonra onu hayatlarında uygulamadan diğerine geçmezlerdi. Az bilseler de onun hakkını verirlerdi. Aslında bilmenin bize ne büyük sorumluluklar yüklediğini fark edebilseydik herhalde rahat uyuyamazdık.

Peki ilk adım ne olabilir? Yıllarca haftalık “Perşembe Buluşmaları” toplantılarımızda gençlerle yaptığımız bir şey vardı. Her hafta bir davranış değişikliğini hayata geçirmek. Önerim bu doğrultuda olacak.

Somut önerim, haftanın bir gününü, değişim ve gelişim için özel bir gün ilan etmek. Buna farkındalık günü de diyebilirsiniz. Katı olmamak kaydıyla önerilerimi aşağıda sıralıyorum, sizler kendi şartlarınıza göre gerekli revizyonları yaparak uygulamaya geçebilirsiniz.

Farkındalık gününü Cuma günü olarak öneriyorum. Değerlerimiz ve inancımız açısından önemli bir gün. Çalışma günlerinin sonuncusu. Ancak şartları uymayanlar başka bir günü de seçebilirler.

Bu özel günde farklı olarak neler yapılabilir?

  • Sıfır veya en az ekran kullanımı (tv, bilgisayar, tablet, akıllı telefon vb).
  • Sadece iki defa e.posta kontrolü.
  • Sıfır sosyal medya.
  • Akıllı telefonunuzu tamamen kapatmak veya sessize almak; mümkünse yanınıza almamak.
  • 50 sayfa kitap okumak.
  • Akşam aile ile birlikte 20 dakika sesli okumak.
  • Sadece kağıt ve kalem ile bir kaç sayfa yazmak.
  • On dakika tefekkür.
  • Yavaşlamak, vites küçültmek.
  • Az da olsa mutlaka sadaka vermek. “Sanki Yedim” uygulaması yapmak.
  • Allah için bir yaşlı, hasta veya akraba ziyareti yapmak.
  • İki öğün yemek.
  • Basit ve hafif yemek.
  • Sıfır hazır yiyecek ve içecek.
  • Sıfır alışveriş.
  • Gidilecek yerlere mümkünse yürüyerek gitmek.
  • Yarım saat sabah veya akşam, mümkünse doğanın dinginliğinde yürüyüş yapmak.
  • Sadelik için küçük bir düzenleme yapmak (Örneğin, bir dolabı düzenlemek, fazlalıkları vermek).
  • Bunları ailece uygulamak.

Ayrıca bu listeye eminim ki sizler daha bir çoklarını ekleyeceksiniz. Bunlar fikir olsun diye sunduğum bazı öneriler. Uygulayabileceğiniz kendi kişisel listenizi yaparsanız çok daha etkili olacaktır.

Deneyimlerinizi yazın ve paylaşın. Bu yazının altına yorum olarak yazarsanız daha sonra bunun üzerine bir değerlendirme yazısı hazırlarım.

Son aşamada her gün uygulanabilir olanları seçelim ve uygulayalım. Diğerleri haftalık detoks olarak kalabilir.

Hayatı seyretmek ya da hayatı yaşamak… Tercih sizin.

Burada tüm mesele, ideal olanı tecrübe etmektir. Farkındalık günü, neler kaçırdığımızı fark etmemizi sağlayacaktır. Bu sayede, bu güne özel yaptıklarımızdan uygulanabilir olanları seçerek ve her güne yayarak hayatımızı geliştirme fırsatı yakalayabileceğiz. Diğerleri yine haftalık detoks olarak o özel günde kalabilir.

Bunu yaptığımızda ikinci aşamaya geçmiş olacağız.

Tüm ibadetlerde bir alıştırma, bir hatırlatma var. İki vakit namazı arası, Allah ile birlikte olabilmeyi sürdürebilmek; iki yılın Ramazan ayları arası, oruç maveviyatını yaşatabilmektir esas olan. Önemli olan bu ibadetlerin arasındaki zaman diliminde de, dünyevi işleri yaparken Yaratıcı ile olabilmek.

Muhammed Parisa Hazretleri’nin, Medine’de, sarraf bir genç dikkatini çeker. Bir hayli altın kazanmakta olan gencin kalbine nazar eden Hazret, gencin kalbinin Allah’ı zikir halinde olduğunu görünce, yanındakilere dönerek “El Karda, Gönül Yarda” buyururlar.

Önemli olan, küçük adımlarla, haftada bir yapılan güzel uygulamaları her güne yayabilmektir. Bu gayreti sürdürebilmek ve iki günün birbirine eşit olmamasını sağlamaktır.

Önce sen, sonra çevren değişsin.

Amacımız, başkaları ile değil, kendimizle yarışmak ve daima “Dünden ileri” olmaktır (Slogan için ATÜ’den Mehmet Kılıçarslan’a teşekkür ederim).

“Güzel bir işe başla /Ama hep güzel olsun /Çünkü her insan ölecek yaşta /Geç kalmayasın” — Şemsi Tebrizi

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim