Ben White / Unsplash

Düşünce Üzerine Düşünceler

Olumsuz düşüncelerle olumlu bir hayatı yaşayamayız

Aykut Gül
3 min readSep 29, 2022

--

İnsan, düşüncelerinin sonucudur. Düşünceler ise hayat boyu kazandığımız tecrübelerin, yaşadığımız duyguların, izlediklerimizin, etkilendiklerimizin, okuduklarımızın ve yazdıklarımızın bileşimidir.

Beynimiz, gün boyu duyu organlarımız vasıtasıyla beslenmekte. Dijitalleşme, göz ve kulaklarımız ile beslenmemizi giderek artırmakta.

Okuma oranları azaldığından bu kanalla daha az besleniyoruz. Okumanın etkinliği ve okunanları paylaşanlar azaldı. Etkili öğrenme neredeyse kayboldu. Emeksiz kazanılan bilgi, daha az yaşanmışlıklar ve daha az duygusal etkileşimler, (aldığımız gıdalar gibi) sağlıksız düşünce hammaddelerine dönüştüler. Bunun sonucunda daha az düşünen, daha az fikir üretebilen ve özellikle de yenilikçi fikirleri daha az ortaya koyabilen bir nesil geliyor.

Odaklanamadığı için okuduğunu anlayamayan, dinlediğini defalarca tekrar ettiren, anladıklarını ifade edemeyen kişiler, sağlıklı düşünemedikleri gibi düşüncelerini de iyi bir şekilde aktaramazlar. Bunun sonucunda çok sayıda iletişim kazaları da meydana gelmekte.

İnsanın fabrika ayarlarına dönmesi, taş devri diyeti, sakin şehirler vb düşünce ve yaşam tarzları, bu sağlıksız gidişin önüne geçebilme çabasıdır. Zahmetsiz rahmet olmaz. Mutlaka emek ve alın terine ihtiyaç var. İnsanlar, kafalarına bir “chip” takılarak istedikleri dili konuşabilir hale gelmek peşindeler. Bu belki bir gün gerçekleşebilir. Ama yakın zamanda değil… Ayrıca unutulmamalıdır ki o chip’i geliştirecek beyinler, sağlıklı düşünebilen beyinlerdir.

Etrafımızda gördüğümüz her şey aslında zihnimizin bir ürünüdür. Sonuçta titreşim ve frekansların gözümüzde anlamlandırılarak görsel hale gelmesidir bu nesneler. Diğer bir ifadeyle düşüncelerimizdir etrafımızdaki bu görüntüleri oluşturan. Bu bakımdan her insan ve her canlı için nesnelerin algılanma biçimi farklıdır. O nedenle herkesin algıladığı farklı bir dünya söz konusudur. Mahatma Gandi’nin dediği gibi “İnsan düşüncelerinin ürünüdür...”

Sadece nesneler değil, kendimizi de şekillendiren düşüncelerimizdir. Earl Nightingale’in “Ne düşünürsek o oluruz” sözü bunu destekler.

İnsanı, başına gelenlerden çok, onlara gösterdiği tepkiler etkiler. “Size kötü hissettiren sadece ve sadece kendi düşünceleriniz; dünyada size zulmeden tek kişi kendinizsiniz” derken David Burns aslında psikolojik sorunların asıl kaynağını da ortaya koyar.

Eflatun’a göre “Düşünme, sessiz bir konuşmadır.” Bugünün dikkat dağıtıcıları, sessiz konuşmamızı, kendi başımıza kalabilmemizi engelleyen önemli faktörler.

Az sayıda düşünebilen insan ise düşüncelerini organize edemiyor, düşüncelerini heba ediyor. Joan Didion, “Yazıncaya kadar ne düşündüğümü bilmiyorum” derken aslında bunun en etkili yolunu ortaya koyuyor. Mike Crittenden ise “Eğer aşırı düşünüyorsanız ‘yazın’. Yeterince düşünmüyorsanız ‘okuyun’ ” tavsiyesi ile beynin girdisinin okumak, çıktısının ise yazmak olduğuna işaret eder.

İbni Haldun’un, “İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız, kendi kendini öğütür durur” sözü de sürekli okuyarak beslenmenin ve düşünce sistemini geliştirmenin önemini vurgular.

Modernist insanın hızlanmasının en önemli nedeni ölüm düşüncesi. İbrahim Tenekeci’nin, “Ölüm düşüncesi insanı hızlandırıyor” sözü, insanın ölümden kaçma veya ömrünü uzatabilme çabası olarak değerlendirilebilir. Bunun zıddı olarak, “Düşünen insan yavaşlar” der Milan Kundera. Sanırım bunu tecrübe etmeyenimiz yoktur.

Günümüzün en önemli sorunu haline gelen eğitim konusunda yapılan temel hatayı Albert Einstein, yaklaşık olarak bir asır önce tespit etmiştir: “Eğitim, gerçeklerin öğretilmesi değildir. Düşünmek için aklın eğitilmesidir.”

Eğitim, sadece bilgi yüklemesi yapmak değildir. Analitik düşünebilme, öğrenmeyi öğrenme ve problem çözme tekniklerini bilme, yenilikçi fikirler üretebilmedir. Sokrates de Einstein’i destekler şu cümleleriyle: “Öğrencilerinize bir şey öğretmeyin, onların düşünmelerini sağlayın. Çünkü onlar düşünmeye başlarsa zaten kendi çabalarıyla öğrenirler. Ve çaba sonucu öğrenilen bilgi, en kalıcı bilgi olur. Asla silinmez…”

Kur’an-ı Kerim’de yüze yakın ayette düşünme konusu yer alır. Rabbimiz, bir çok surede, o kadar çok defa düşünme konusunda biz kullarını uyarmıştır ki!

“Daima düşünün”, “düşünüp anlayasınız”, “hiç düşünmez misiniz?”, “düşünüp öğüt alasınız”, “ne de az düşünüyorsunuz!” vb daha bir çok ifadeyle bizleri düşünmeye çağırır Rahman (cc).

Düşünce eylemi bir ibadet olarak görülmüş ve “Bir saat düşünce, bir sene (nafile) ibadetten hayırlıdır” hadis-i şerifi ile önemi vurgulanmıştır.

Bugünün gençleri arasında, bilgi yüklemesi yapanlar değil, düşünebilenler ve özgün fikirler üretebilenler öne çıkacaklardır.

Bu eğitim sistemi bunu sağlamasa da her genç bu konuda, okul dışında alternatif kanalları kullanarak kendini yetiştirmek ve gerçekleştirmek zorundadır.

Unutmayalım ki düşüncelerimize bağımlıyız.

Neyi düşünüyorsak biz oyuz. İdeal insana dönüşebilmek için düşüncelerimizi değiştirmek, bunun için de düşüncelerimizin beslendikleri gıdaları iyi seçmek ve iyi sindirmek durumundayız.

Olumsuz düşüncelerle olumlu bir hayatı yaşayamayız.

“Sen düşünceden ibaretsin. Geriye kalan et ve kemiksin. Gül düşünür gülistan olursun. Diken düşünür dikenlik olursun.” Hz. Mevlana

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim