Araçları Amaç Edinmek

“Eşya bizi yönetmeye başladıkça sorunlar ortaya çıktı” — Serdar Kuzuloğlu

Aykut Gül
4 min readJan 11, 2021

Ayakların baş olduğu, iyi ile kötünün anlaşılamadığı, hakikat ve yalanın ayırt edilemediği bir devirde, araçlar da amaç haline geldi. Bugünün problemlerinin çoğunun kaynağı; araç olarak kalması gereken bir çok nesnenin, olması gerekenden daha fazla önem görmesi ve yanlış bir yerde konumlanması. Bunun sonucunda verimlilik kaybı, özden uzaklaşma, psikolojik sorunlar vb tırmanış gösterdi.

  • Allah rızası asıl amaç olmalı iken, kişisel refah, güçlü konum, insanların takdiri ve hayranlığı amaçlanınca hayatın anlamı kaybolmaya başladı. Bugünün en büyük sorunu hayattaki anlam arayışı. Hayat anlamını yitirdiğinde, tükenmişlik sendromları başladığında, hayata yanlış anlamlar yüklendiğinde… İşte o zaman insan için bunalım başlıyor. Çünkü amaç haline getirilen araçların, bir süre sonra anlamsız nesneler olduğu görülüyor. Sonra başka araçlar amaç haline getiriliyor. Sonunda o kişi için anlamsız bir hayat, hiç bir şeyden zevk almama ve intihara doğru giden bir süreç… Bir Nazi kampında uzun yıllar esareti yaşayan ve kimlerin hayatta kalabildiğini gözlemlemeye çalışan bir psikoloğun vardığı sonuç: “Tünelin sonunda her zaman bir ışık görenler, hayata ümitle ve anlam duygusuyla bağlananlar hayatta kaldı”.
  • Bilgisayar ve internet, etkin kullanıldığında mükemmel verimlilik araçları. Ancak iş bitiminde kapatamadığımız için çok fazla zamanımızı, dikkatimizi ve enerjimizi çalıyor. Araç olmaktan çıkıyor, tek gayemiz haline geliyor ve tüm değerli kaynaklarımızı sömürüyor. Akıllı telefon bildirimleri hayatımızı yönetir hale geldi.
  • Diyelim ki bir toplantıda konuşma yapacaksınız. Toplantının amacı ve içeriği ne olursa olsun, ilk iş olarak bir sunu dosyası açıyorsunuz (PowerPoint, Prezi vb). Henüz konuşma dizpozisyonu, içerik materyalleri bile yokken başlığı atıyor ve yazı stilleri, şablonlar ve renklerle uğraşmaya başlıyorsunuz. Oysa ki her toplantıda görsel sunu yapmak zorunda değilsiniz. Ayrıca göz göze temas iletişimde son derece önemli. Yansıdaki sunu, çoğunlukla konuşmacı ve dinleyicilerin arasında giriyor. Çoğunlukla araçtan çok amaç haline geliyor. Zorunlu olmadıkça projektör kullanılmamalı. Göstermek zorunda olduğumuz resim, grafik, şema vb materyaller var ise çok az sayıda ve sade olmalı. Konuşmada ve sunuda sadelik, asıl amacı öne çıkarır, etkili iletişimi sağlar ve zaman kayıplarını azaltır.
  • Öğrenme merkezli eğitim yaklaşımı gerekiyor. Amaç benim ne anlattığım değil, öğrencinin onu öğrenmesidir önemli olan. Dersin anlatımı, kullanılan yöntem, ders araçları, ortam vd tamamen araçtır. Dersin veya dönemin sonunda öğrenci, dersin öğrenim çıktılarına sahip değilse amaç hasıl olamamış demektir.
  • Akademik çalışmalarda bilimsel araştırmalar, çoğu zaman araç olmaktan çıkmakta amaca dönüşmekte. Yapılan yayının bilime ve insanlığa yapacağı katkıdan çok; akademik aşama kaygısı, danışmanlık gelirleri, sağlanacak fonlar ve popülerite amaç haline gelebilmekte.
  • Kitap okuma konusu da bu anlamda yanlış değerlendiriliyor. Toplumda, “her okuma iyidir”, “ne olursa olsun oku” anlayışı hakim genelde. Oysa ki, temel amacımız doğrultusunda, kişisel gelişimimize katkıda bulunabilecek kitapların seçilmesi ve bir önceliklendirme yapılması gerekir. “İyi” kitaplar seçilmeli, kısıtlı zaman dikkate alınarak içlerinden “daha iyiler” öne alınmalı. Kitap okuma, özellikle de aktif okuma, sonrasında öğrenme ve paylaşma… Bunların her biri, amacımıza ulaşmada önemli araçlar.
  • Dünya nimetlerinin tamamı, iyi bir kul olma amacına hizmet eden araçlardır. Aksi halde kişide materyalist bir anlayış hakim olur. Bunun sonu ise her iki dünyada da hüsrandır. Tolstoy’un dediği gibi, “Mutluluk, yaşadığın hayat tarzında değil, hayata bakış tarzındadır.”
  • Araçlar, amaca ulaşmak için kullanılmalı. Her şey hak ettiği yerde olmalı. Hak ettiği değeri görmeli. O zaman kaybedildiklerinde de büyük yıkım yaşanmaz… Serdar Kuzuloğlu’nun söylediği gibi, “Eşya bizi yönetmeye başladıkça sorunlar ortaya çıktı.”
  • Bindiğimiz bir otomobil, bir çoğumuz için hayatın anlamı oldu. Onu araç olmaktan çıkardık. Bisikleti, yürümeyi unuttuk bu yüzden. Hareketsizleştik, daha az oksijen teneffüs edebildik, fast-food’umuzu en “fast” bir şekilde arabamızdan inmeden aldık ve Batılaşmanın medenileşmek olduğundan dem vurduk.
  • Seyahat, gezmek, görmek; kişisel gelişimimize katkı sağlarken, bugün sosyal medyaya içerik sağlama amaç haline geldiğinden; gezemedik, göremedik, hissedemedik ve insanlara dokunamadık. Şikayet ettiğimiz sosyal medyaya bedava içerik sağlayarak güç verdik. Onlar da bu gücü, toplumsal yapımızı dinamitlemek için kullandılar.
  • Yemek yemek, biyolojik ihtiyaçlarımızı karşılayıp, gereken enerjiyi alabilmek iken, bugün gösterişin, başkaları ile paylaşmanın (sadece görsel olarak) ana faaliyeti haline geldi. Çok yiyerek, sık yiyerek, zamansız yiyerek, hazırdan yiyerek, zevkine yiyerek, vücudumuza yüklendikçe yüklendik; gıda çok değerli bir araç iken onu amaç haline getirdik, neredeyse kutsadık.
  • Paranın araç olduğunun bilinmesi, her an asli değerine (sıfıra) dönebileceğinin fark edilmesi, yaptığımız işin de önemli bir araç olduğunun anlaşılması gerekir. Asıl amaca ulaşabilmek için bu araçlardan her biri hak ettiği değeri görmeli. Ne az ne de çok!

Bir mabet yapımında çalışan üç işçiye ne yaptığı sorulur. İlki, ‘gördüğün gibi taş kırıyorum’ der, ikincisi ‘ailemin rızkını çıkarıyorum’. Üçüncüsü neşeyle şöyle cevap verir: ‘Büyük bir mabet inşa ediyorum’. Kendimize seçtiğimiz ufuk, hayattaki duruşumuzu da tayin eder. — Kemal Sayar

Deepak Chopra’nın çok güzel bir şekilde ifade ettiği gibi, “Hayatın amacı, amaçlı bir hayattır”. Aksi halde, araçları amaç edinir ve dünyamızı karartırız. Yeni yılın ilk günlerinde amaç ve araçlarımızı yeniden tanımlamak, yükümüzü azaltmak ve hayattaki dengeleri yeniden kurmaya çalışmak dileğiyle…

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim