Adanmışlık
Lawrence’lar her an aramızda… Bizden daha çok bizden görünerek yapmaları gerekenlere odaklanmışlar.
Arabistanlı Lawrence lakabıyla bilinen Thomas Edward Lawrence, asırlarca Osmanlı idaresinde huzur içinde yaşayan Arapları, Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklandıran bir İngiliz casusudur.
Lawrence, 1909’dan beri Araplarla ilgileniyor; arkeoloji kazılarına katılmak amacıyla 1911’de Trablus’a gidiyor; kazıların sona erdiği her mevsim sonunda çoğu kez Arap giysilerine bürünerek çevrede dolaşıyor; Arapların ve yerel Müslüman aşiretlerinin aralarında yaşıyordu. (Salâhi R. Sonyel, ttk.gov.tr)
Sanırım bizde hala yaygın bir şekilde kabul gören, Arapların bizi arkadan vurduğu algısı, Lawrence’ın o zamanki başarılı casusluk faaliyetlerinin sonucudur. Bununla birlikte bir çok tarihi kaynakta, Lawrence’ın başarılarının abartıldığına dair ibareler de mevcuttur.
Bu girişi yapmaktan maksadımız aslında, onun ne kadar yetenekli ve adanmış bir casus olduğunu gösteren, Prof.Dr. Ulvi Saran’ın ifadesi: “100 yıl önce yaşamış, bir İngiliz casusunun biyografisini okuyorum; adamın söyledikleri çok şaşırtıcı: ‘…Müslüman rolünü o kadar iyi oynadım ki; yalnızken bile gece namazına kalkıyordum’ ”
İnsan gerçekten şok oluyor bu ifadeler karşısında. Hak olmayan bir dava uğruna verilen mücadelenin boyutu. Onun Ortadoğu’da açtığı yaralar hala sarılamadığı gibi büyüyerek derinleşiyor.
Sivil toplum gönüllülerimizin (!) ve siyasete girenlerin bir çoğu ise hizmet (!) adına riyaset, koltuk ve güç peşinde koşabiliyorlar. Lawrence, inanmıyorken, sadece rolü gereği ibadet ederken, biz inananlar ne kadar samimiyiz yürüdüğümüz yolda? Yalnızken, kimse görmüyorken, mahallenin takdiri söz konusu değilken ne kadar yakınız Rabb’imize (cc)?
Lawrence için anlatılanların ne derece doğru olduğunun fazla bir önemi yok. Batı bugün küresel bir sömürü düzeni kurmuşsa ve bunu daha da derinleştirme çabasındaysa, daha fazla sayıda adanmış Lawrence’lar iş başında demektir. Her an aramızda, bizden daha çok bizden görünerek yapmaları gerekenlere odaklanmışlar.
Sorumlu olduğumuz “sefer”i çabucak tamamlayıp “zaferi” Allah’a havale ederek, akşamları huzur içinde, günün yorgunluğunu atmak için Netflix dizilerine ve sosyal medyanın derinliklerine dalıveriyoruz gecenin geç saatlerine kadar. Nasılsa gece namazı kaygımız yok Lawrence gibi…
“Dünyada iki gram altın için iki ton toprak tek tek aranır, elenir. Ahirette de böyledir. Niyet altın gibidir.” —Hz. Mevlana
Aykut GÜL
