Öfke

30 saniyenin bedeli 30 yıl olabiliyor

Aykut Gül
4 min readJun 12, 2023

--

Yıllar önceydi… Bankamatikten para çekmek için bekliyordum. Önümde işlem yapmakta olan, ancak sinirli hareketlerle bir türlü sonuca gidemeyen bir genç vardı. Sabırla bekledim… Sanırım işlemini yapamadı, öfkeyle kartını aldı ve hışımla döndü…

Arkasında beni görünce, hiddetle, neden acele ettiğimi, beklediği paranın gelmediğini ve kendisinin sorunları olduğunu söyleyerek kan çanağına dönmüş gözleriyle diklendi. Halbuki hiç bir sabırsızlık emaresi göstermemiş, uyarıda da bulunmamıştım.

Yüzü öfkeden kıpkırmızı, alın damarları patlayacak gibi şişmişti… Aslında benden karşı tepki bekliyordu. Amacı öfkesini birinden çıkarmaktı… Tepkisiz kaldığımı görünce homurdanarak uzaklaştı…

“Öfkeli bir adamı susturmak istiyorsanız, önce siz susunuz.” — Voltaire

Onun adına üzüldüm… Allah bilir ne sorunları vardı? Belki de madde bağımlısıydı… Daha sonra belki bir başkasına patlayacak veya trafikte bir kazaya sebebiyet verecekti… Hele de yer Adana olunca, serseri mayın gibi dolaştığı bile söylenebilirdi…

Öfke… Beşeri duyguların içinde, insana ve çevresine belki de en fazla zarar vereni… Kişinin yaşına, psikolojik durumuna, bulunduğu ortama, iklime, inançlarına, dönemsel olarak yaşadığı sorunlara bağlı olarak az ya da çok, ama mutlaka yaşanır.

Bernard Shaw, “Öfke, kötü bir öğütücüdür” der… Öfkenin üstesinden gelemediğimiz sürece bizi içten içe yer…

Özellikle haksızlığa uğradığımızda, bir tehditle karşılaştığımızda, istediğimizi elde edemediğimizde öfkelenebiliriz. Adana gibi sıcak ve nemli iklimlerde, özellikle yaz aylarında, trafikte, öfke patlaması yaşayan insanları görmek çok sıradandır.

Öfke ile kalkmanın zararla oturmak olduğuna dair onlarca hikaye duymuş veya okumuşsunuzdur.

Öfkeyi kontrol edememenin maliyeti çok büyük olabiliyor. Charles R. Swindoll, “Hayatın yüzde onu bana olanlardan, yüzde doksanı ise ona karşı gösterdiğim tepkilerden ibarettir…” der. Tepkilerimizi kontrol edebilsek sorunlar büyük ölçüde hafifleyecek…

“Hiddet ve kin, hakikati gören gözleri kör eder. Öfke iyi düşünmeyi daraltır, yanıltır” der Hacı Bayram Veli (ks).

Beşeri ilişkilerin zayıflaması, mahalle kültürünün yerini plazalara bırakması, insanın öfkesini dindirebilecek insani girişimleri de azalttı. “Mahalleli”, öfkelenen kişiyi sakinleştirmek için elinden geleni yapar, yangına körükle gitmezdi. Mahkemelerin iş yükü de oldukça azdı…

Bugün öfke patlamalarının belki de çoğu sosyal medya platformlarında… Bu, herkesin bildiği ve tecrübe ettiği bir konu olduğundan ve yazıyı uzatmamak adına girmiyorum.

Öfkemizi, aşırı bir şekilde dışa yansıttığımızda çevremize zarar veriyoruz. Baskıladığımızda ise biyolojik ve psikolojik olarak kendimiz zarar görüyoruz. Depresyon, kaygı, tansiyon vb. sağlık sorunları kaçınılmaz hale gelebiliyor.

“Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz kızarır.” — Anonim

İnsanoğlunun doğasında var olan hiddet, kin ve öfke… Hayatta olduğumuz sürece yaşayacağız bu duyguları. Özellikle öfke anında çok önemli kararlar almaktan kaçınmak, gelecekteki pişmanlıkları önüne geçecektir.

Öfkenin yaşandığı yerde hareket etmeden beklemek, olayı zihnimizde ve kalbimizde yaşamaya ve büyütmeye devam etmek, nikotin ve kafein yüklemesi yapmak, öfkenizi daha da kontrol edilemez hale getirecektir.

Burada önemli olan en az zararla üstesinden gelebileceğimiz bir öfke yönetim stratejisini uygulayabilmektir.

Öfke yönetimi nasıl olmalı?

Öfke yönetiminde kullanılabilecek fizyolojik ve psikolojik birçok araç var. Nefes egzersizleri, açık havada yürüyüş, terletici bir spor, bahçe işleri ile uğraşmak bunlardan bazıları…

Öfkeye neden olan ortamdan ve kişi(ler)den bir süre için uzaklaşmak iyi gelecektir. Öfke, bizim için kontrol edilemez bir sorun haline geldiyse mutlaka bir psikologdan yardım almalıyız.

Ertelemenin iyi olduğu nadir yerlerden birini Seneca söyler: “Öfkenin en iyi ilacı, onu geciktirmektir.”

İnanç ve irfan, öfke kontrolü sağlar

Anadolu irfanına sahip, temel İslami eğitimi almış ve dahası tasavvufla giriş düzeyinde ilgilenmiş olanlar, bu konuda belirli bir birikime sahiptirler diye düşünüyorum. Bu bakımdan, bilenlere bir hatırlatma, bilmeyenlere ise yol gösterme anlamında, değerlerimizden gelen öfke kontrolü yöntem ve araçlarından kısaca bahsetmek istiyorum.

Öncelikle aşağıda, öfke konusunda bazı ayet ve hadisleri bulacaksınız:

“…Kızdıkları zaman öfkelerini yutup kusurları bağışlarlar.” (Şûrâ, 37)

“…Öfkelerini kontrol altında tutarlar ve insanları affederler…” (Al-i İmran, 134)

“…Ve kalblerindeki öfkeyi gidersin.” (Tevbe, 15)

“Yiğit dediğin, güreşte rakibini yenen kimse değildir; asıl yiğit kızdığı zaman öfkesini yenen adamdır.” Hadis-i Şerif

Peygamberimiz (sav) de öfkelenirdi. Ancak öfkesini en iyi kontrol edebilen örnek insandı. Öfkesi, kendisine karşı yapılanlara değil kendisi ile birlikte yürüyen ashab-ı kirama yapılanlar içindi. Öfke kontrolü için O’nun hayatı detaylı incelenmeli…

İnsanoğlu için kızgınlık ve öfke gibi duygular normaldır. Önemli olan bunun yönetilmesi. İşte insanın imtihanı da burada. Yönetilemeyen öfkenin ilk ve önemli zararı kendimize olacaktır. Karşılığını ise her iki dünyada bulacaktır.

İslam & İhsan sitesinde yer alan yazıda ise öfke kontrolü konusunda tavsiyelere yer veriliyor:

“Peygamber Efendimiz’in tavsiye buyurduğu bazı fiilî yatıştırıcılara da başvurmalıyız:

- Önce eûzü besmele çekerek öfkemizi körükleyip kabartan şeytandan Allah’a sığınmalıyız.

- Ayakta isek oturmalı, oturuyorsak yaslanmalı veya yere uzanmalıyız.

- Öfkemiz yine geçmemişse kalkıp soğuk su ile abdest almalıyız. Ateşi ancak suyun söndüreceğini unutmamalıyız.”

Sağlık sorununuz yoksa soğuk su ile abdest almanın ötesinde soğuk duş almayı da ekleyebilirsiniz.

Unutmayalım ki cezaevlerinde yatanların birçoğu belki de anlık öfkelerinin sonucuna katlanıyorlar.

Belki de 30 saniyenin bedeli 30 yıl olabiliyor.

Bu dünyadaki bedel… Peki ya büyük hesap günü yaşanacaklar?

Aykut GÜL

--

--

Aykut Gül

productivity | informatics | learning | agricultural economics | tarım ekonomisi | strateji | eğitim | verimlilik | bilişim | kariyer | kişisel gelişim