Marc-Olivier Jodoin / Unsplash

Çelişkiler, Algılar ve Değerlerimiz

Çelişki dolu günler yaşıyoruz. İyi ile kötünün, doğru ile yanlışın, ifrat ile tefritin, kişiye göre, çıkarlara göre değiştiği veya ona göre algıların oluşturulduğu, belki de fitne zamanı denilen bir dönemdeyiz.

Bunun başta gelen tetikleyicisinin dijitalleşme olduğu düşüncesindeyim. Dijitalleşme ile hayat tarzlarımız, iş yapma biçimlerimiz, sahip olduğumuz değerlerimiz çok hızlı değişim gösterdi.

Dijital dünyanın hakimleri, büyük veriyi kontrol edenler; internet denizinde kim için neyi ve ne miktarda öne çıkaracaklarını belirliyor ve kişileri ve toplumları manipüle edebiliyorlar. Arama motorlarında aynı kelimeyi arayan iki şahsın karşısına farklı sonuçlar çıkabiliyor. Göstermek istedikleri kadarını görebiliyorsunuz.

Bilgi denizinde bilginin susuzluğunu çekmek gibi. Aşırı bir enformasyon bombardımanı altında zihinler sersemlemiş, düşünme, idrak etme melekelerini neredeyse duruma uğramış…

Öncelikle dijitalleşme, bizi hızlandırırken tembelleştirdi. Bizim adımıza bir çok işi yapan, yükümüzü hafifleten dijital uygulamalar ve yapay zeka, öte yandan bizi köreltti, bazı becerilerimizi yok etti ve aptallaştırdı.

Yorum, muhakeme, sağduyu, empati gibi önemli yetenek ve vasıflarımızın önemli bir kısmını kaybettik.

Evet, dijital verimlilikle işlerimizi daha çabuk bitirdik, buna karşılık bir türlü yönetemediğimiz dijital yüklerin altında kaldık.

Dijitalleşme, eğitim yöntemlerini ve ihtiyacını da değiştirdi. Diplomanın önemi azalırken eğitimin öne çıkması gereken alanlar farklılaştı.

Eğitimde tek tip, büyük hacimli üretimin yerini kişiselleştirilmiş, özelleştirilmiş eğitim süreçleri almaya başladı. Ancak bu dönüşüm süreci ağır ve sancılı geçmekte.

Muhtemelen dijitalleşmenin getirdiği yeni ihtiyaçlara en yavaş ayak uyduran sektör eğitim sektörü oldu.

Geleceğimiz olan gençler, toplumun her kesimi tarafından en ağır ve acımasız şekilde eleştirilirken, 2023 seçim atmosferine girilmesi ile birlikte birden kıymetlendiler. Övgüde ve yergide orta noktayı bir türlü bulamadık.

Kadın haklarını savunuyor görünen kuruluşların bir çoğunun, modernizmle, kadının metalaştırmasına, modern köleler haline dönüştürülmesine ve aşağılanmasına seyirci kalması, samimiyet sorgulamasına yol açtı.

Bir yandan tarım ve gıda önemini daha fazla hissettirirken diğer yandan çiftçiliğin hala hor görülüyor olması, gençlerin, kendi işlerinin patronu olmak yerine, diğer tarım dışı sektörlerde asgari ücrete razı olmaları ayrı bir çelişki.

Bir yandan mevcut materyalist sistemler insanları çıkmaza sürüklerken diğer yandan bu sistemlerin hala kutsanması, daha da güçlenmesi ve alternatiflerinin geliştirilememesi anlaşılır bir durum değil.

Özellikle de son yıllarda manevi değerler aşağılanıyor, dijital platformlarda alenen saldırılar yapılıyor. Bununla birlikte artan psikolojik sorunları çözebilmek adına bir çok farklı meditasyon pratikleri de topluma pazarlanıyor…

Ticari ve ruhani ürünlerin pazar bulması adına gerçek din anlayışı, toplumsal düzenin sigortası olan inanç ve değerler, sanal vaizlerin de katkılarıyla yok edilmeye çalışılıyor.

Dijitalleşmenin sağladığı bir çok fırsattan yararlanamazken, onun tehditleri altında hızlı bir dejenerasyon sürecinin devam ediyor olması, sağduyusunu kaybetmemiş her bir vatan evladının bu konuya hassasiyet göstermesini zorunlu kılıyor.

Aykut GÜL

Dünya Gazetesi Köşe Yazılarım | Youtube | Twitter | Medium | Tüm Medium Yazılarım | Yazılarıma Ücretsiz Abone Olun | Medium’a Ücretsiz Katılın | Yazılarım Hakkında

--

--

AgEcon | time management | simple life | digital declutter | mind mapping | education | ngo | aykutgul@gmail.com

Get the Medium app

A button that says 'Download on the App Store', and if clicked it will lead you to the iOS App store
A button that says 'Get it on, Google Play', and if clicked it will lead you to the Google Play store
Aykut Gül

AgEcon | time management | simple life | digital declutter | mind mapping | education | ngo | aykutgul@gmail.com